![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Dini hizmetlerin cemaatlerce yürütülmesiİçinde bulunduğumuz süreçte dikkate değer bir tecrübeyi yaşıyoruz. Türkiye'de dini hizmetler Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerse muhtelif grup ve cemaatlerce yürütülmektedir. Dolayısıyla her iki modelin iyi ve sakıncalı yönlerini yaşayarak tespit etme şansımız var. Geçen yazımızda merkezi/resmi bir teşkilat tarafından yürütülmenin müsbet ve menfi yönlerini değerlendirmiştik. Cemaatlerce yürütülen dini hizmetlerin iki önemli yararı var. Her cemaat ve grup sınırlı sayıda camide hizmeti yürüttüğünden bir anlamda yerinden yönetimin etkinlik ve kalitesinden yararlanmakta. Özellikle iyi yönetilen grupların kontrolünde olan camilerde bu hizmetlerin kalite bakımından mükemmeli yakalama şansı var. Öte yandan bu camilerdeki dini konuşmalar ve değerlendirmeler de siyasi otoritenin etkisinden de uzak oluyorlar. Bir süre yaşama imkanına sahip olduğum Mısır'da Vakıflar Bakanlığı'na bağlı camileri dernekler tarafından yönetilen camilerden Cuma hutbelerindeki farklılıktan kolaylıkla ayırabiliyordum. Dernekler tarafından yönetilen kimi camilerde kaliteli hutbeler, değerlendirmeler dinleme şansını yakalarken, Vakıflar Bakanlığı'na bağlı camilerde hiçbir heyecanı, orijinal yorumu olmayan hutbelerle yetiniyorduk. Ancak muhtelif cemaat ve gruplarca yürütülen dini hizmetlerde ana etken her zaman saf bir dini heyecan ve hizmet arzusu olmayabiliyor. Sosyal, siyasi ve ekonomik hedefleri olan kimi insanlar bu hedeflerini dini hizmet arzusu altında gizleyebiliyor ve ortaya koydukları dini içerikli faaliyetlerle asıl bu hedeflere ulaşmayı arzulayabiliyorlar. Ve bu insanlar mümkün olduğu kadar çok taraftar kazanabilmek, bunun sosyal, siyasi veya ekonomik rantını devşirebilmek için hareketlerine dini bir mahiyet veriyorlar. Bu da zaman içinde özünde dini farklı anlamak ve yorumlamaktan değil, daha çok rant devşirmekten kaynaklanan, ancak dini gibi gösterilen ve zaman içinde dinileşen bir farklılık ortaya çıkarabiliyor. Bunun İslam tarihindeki örneği Ehl-i Sünnet ve Şia ayırımıdır. Başlangıçta dini bir özelliği olmayan ve önce Emeviler'e, sonra da Abbasiler'e yönelik bir siyasi muhalefet hareketi olarak başlayan Şia, zamanla taraftarını ve etkinliğini artırabilmek, devşirilen ekonomik imkanları devam ettirebilmek, çoğaltabilmek için dini bir mahiyete bürünmüş. Şii imamların şahsında, onların rızaları hilafına "günahsız (masum), batınî bilgilere ve Hz. Adem'den gelmekte olan ilahi bir nura sahip insanüstü dini-ruhani ve siyasi lider" tipini ortaya çıkarmıştır. Ve başlangıçta dini olmayan bir hareket bütünüyle din dışı faktörlerin etkisiyle İslam tarihinin en büyük ayrılıkçı dini hareketi haline gelmiştir. Benzer bir gelişmenin belli bir zaman dilimi içerisinde Avrupa'da Türkler arasında ortaya çıkmaması için hiçbir sebep yok. Bugün orada da hemen hemen aynı dini anlayışa sahip insanlar siyasi, ekonomik, etnik ve cemaatçılığa, yani esas itibariyle din dışı faktörlere dayanan bir ayrılık içerisindeler. Bu ayrılığın zaman içinde dini bir yorum ayrılığına dayanıyormuş intibaı vermesinden ve dinileşip kemikleşmesinden ben şahsen endişe etmekteyim. Bu tür bir gelişme Protestan dünyasında yaşanmış, Katolik kilisesi tarzında merkezi bir örgütü olmayan bu mezhep özellikle ABD'de çok çeşitli alt guruplara ayrılmış, müstakil kiliseleri olan ve birbiriyle irtibatları çok zayıf olan veya hiç olmayan alt mezheplere dönüşmüştür. Avrupa'daki cemaatleşmenin böyle bir tehlikeyi barındırdığı inkar edilemez. Bunun da İslam'ın özünde mevcut bütünleştirici ve birleştirici yapısına uygun düştüğü söylenemez. Hasılı cemaatlere terkedilen dini hizmetler, bir takım avantajlar sağlamakla birlikte uzun vadede muhtelif bölünmeleri ve istismarları beraberinde getirme tehlikesini taşımaktadır. KILÇIK
- Hocam, Diyanet enflasyonla mücadele için hutbe okutuyor, israftan kaçınmamızı, eğlence yerlerinde tabak kırıp ceket yakmamamızı öğütlüyor, sonra da kalkıyor milyon dolar maliyetli sempozyum tertipliyor. Biz şimdi hangi Diyanet'i takip edeceğiz? - Gayet basit çekirge, Diyanet'in dediğini tutacak, gittiği yoldan gitmeyeceksin!
makifaydin@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|