![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
İmza atmak
Ayağıyla imza atan birine ne denir?
TİLKİ MASALLARI
Tilkiye sormuşlar: "Tavuk yer misin?" Tilki gülmüş: "Yemeyelim de besleyelim mi yani?" Ölüm yolculuğu
Antalya-İstanbul arası otobüsle kaç saattir? M. Küçükyılmaz, 21.30'da Antalya otogarının dışından otobüse biniyor. Bilet üzerinde 25 numaralı perondan hareket edileceği yazılı ama peronda bekleyen firma yetkilisi otogar dışına servisle gidileceğini söylüyor. Nasıl bir otobüs olduğunu sorunca, aldıkları tek cevap şu: "Mercedes işte kardeşim, yetmez mi?" Biletin kesildiği firma ile bilet üzerinde yazılı olan şirket isimleri farklı. Otobüsün üzerinde ise başka bir isim yazılı: "Tehran Tur". Biraz gittikten sonra farların yanmadığını farkeden bir bayan yolcu bağırmaya başlıyor. Şoförse "Biz bu otobüsle Sibirya'ya bile gittik" açıklamasını yapıyor. Orada turist kafilesi gezdirmişler. Yolcular arasında bulunan bir Çeçen ise şöyle diyor: "Sibirya'da altı ay gece, altı ay gündüzdür. Bu otobüs gündüz döneminde gitmiştir oraya." Bucak'a kadar geliniyor. Orada bir saat elektrikçi bekleniyor ve sonunda farlar yapılıyor. Burdur'a varmak üzereyken yolcular zincir takılmasını istiyor. "Yol buzlanmıştı ve birkaç araç şarampolde yatıyordu" diyen arkadaşımız şöyle devam etti: - Şoför yine Sibirya'yı hatırlattı ve "Bu araba buza alışkındır" dedi. Yolcuların ısrarına dayanamayınca sadece sol arka tekerleğe zincir takıldı. Burdur'u biraz geçmiştik ki zincir tekerleği parçaladı. "Şirin" muavin, "Size bir çay vereyim" diyerek ısıtıcıyı açtığı anda, otobüsün elektrik aksamı göçtü. 01.00 civarında, bir istasyonda durduk. Yedek lastik olmadığı için, şoförlerden biri, taksi çağırıp Burdur'a tekerlek aramaya gitti. 2 saat sonra döndü. Bulamamış. Kalorifer çalışmadığı için donuyoruz. Yolcuların yarısı istasyondaki büroda uyuyan petrolcünün yanına doluştu. Tam isyan hazırlıkları başlamışken, aramızdan bir yolcu "Kardeşim, adamlar ellerinden geleni yapıyorlar işte" dedi. Ona "İçimizdeki İrlandalı" adını taktım. Polis çağırdık. "Arabayı bağlasam ya da trafikten men etsem, siz İstanbul'a nasıl gideceksiniz?" dedi polis. Yolcular, şoför ve polisler, otobüsün etrafında hep beraber tur atıyorduk. Maksat, onların yalnız kalmaması. Şirket sahibinin oğlu geldi. Otobüs sahibinin de yolcular arasında olduğu ortaya çıktı. Polis, iki yolcu ve şirket sahibinin oğlunu Burdur'a yeni bir otobüs bulmaya gönderdi. Otobüs bulamamışlar ama, saat 06.00'ya doğru bir lastikle döndüler. Bir saat sonra yola çıktık. Muavin "Tekrar çay içmek ister misiniz?" diye sorunca, hep bir ağızdan reddettik. Afyon'a yaklaştığımızda donmak üzereydik. Özellikle bir bebeğin durumu kötüydü. "Siz dinlenme tesisinde bekleyin, biz Afyon'da kaloriferi yaptırıp gelelim" dediler. İçlerinden birini bizimle birlikte bırakmaları şartıyla kabul ettik. Bir müddet sonra o kişi de kaşla göz arasında kayboldu. O tesiste üç saat bekledik, otobüs gelmedi.. Emniyete haber verdik. İki arkadaş sanayi sitesine otobüsü aramaya gitti. Polisler şehrin çıkışlarını tuttu. Eşyalarımız otobüsün bagajında kalmıştı. Çoğu asker olan yolcular telaşlanmaya başladı. Elbiseleri tehlikedeydi ve hepsi de birliklerine geç kalmıştı. Bir tv kanalını arayıp durumu bildirdik. O sırada polisler otobüsü bulmuş. Saat 13.30'da bizi otobüse bindirip uğurladılar. Yolcularla şakalaşmayı çok seven şoför, karşıdan gelen kamyonu gördüğü halde (belki de görmeden) yolcuların "Yapma!.." çığlıklarrı arasında sağımızdaki kamyonu sollamakta olan otobüsü solladı. Yoğun tepkiler üzerine "Bu yolcular beni istemiyor" diyerek hızla giden otobüsün direksiyonundan kalktı ve o sırada yanda bulunan diğer şoför, çevik bir hareketle direksiyona atladı. Kıyamet yolculuğu, ölüme yolculuk gibi bir isim ararken, Bilecik girişinde ezilmekten son anda kurtulan bir trafik polisi otobüsü durdurdu. "Madem buraya kadar gelmişsiniz..." diyerek bizi bıraktı. Ehliyet, ruhsat, yolcu taşıma ve trafiğe çıkma izni olmayan, farları ve kaloriferi yanmayan otobüsü... Sakarya'da inen 'şanslı' bir yolcu, "Allah kurtarsın" dedi ve sağ-salim varırsak telefonla bildirmemizi istedi. Akşam 18.00 civarı ehliyetsiz şoförümüz, daha önce kendisini sollayan bir Tipo'yu yakalamış, sağa sıkıştırırken "İşte trafik canavarı diye bu hıyarlara derim ben!" diye bağırıyordu. Harem'de inecek yolculara "Harem'e girmeyeceğiz" dendi. Yolcular karar verdi, isyan başlayacak. "Bari el feneri tutun şoförün önüne" diye espri yaptığımda, bunu ciddiye alan muavin, bir el feneri getirip yola tutmaya başladı. Kurtköy'e geldiğimizde şoför Opet'e girdi. Farları tamir için yarım saat uğraştı. Sonuç değişmedi. Şoför günün sözünü söyledi: "Yahu kardeşim, dünden beri sizin için 200 milyon masraf ettik!" Dananın kuyruğu koptu. Sertlik başladı. Bir yandan 155'i aradık. Harem'e, köprüye ve otogara giremeyecek olan otobüs, bizi oralarda oyalayıp durmaktaydı. Şoförleri, muavin ve diğerlerini aşağı indirip bize sağlam bir otobüs getirmelerini söyledik. Polis geldiğinde, biz bir başka firmaya ait iki otobüsle İstanbul'a doğru yola çıktık. Eve geldiğimde saat 21.30'du. Benden sonra yola çıkan arkadaşlar, yol yorgunluğunu üzerlerinden atmış olarak beni karşıladılar. Siz beni fazla saf sandınız galiba !
- İyi akşamlar, buyurun... - İyisi falan kalmadı beyefendi! Sinirden köpürüyorum. Derhal iptal edin hesabımı! - Problem nedir hanımefendi? - Bakın, birkaç gündür sizden aldığım paketle internete giriyorum, bu arada arkadaşlarım sürekli telefonumun meşgûl olduğundan şikayet ediyorlar. Önceleri anlayamadım, saatlere bakınca, ne zaman sizin hesabınızı kullansam, telefonumun meşgûl olduğunu anladım! - Bu çok doğal hanımefendi. Çünkü modeminiz telefonu kullanıyor bağlantıyı sağlayabilmek için. Bizimle bir ilgisi yok bunun. bütün bağlantılarda aynı şey olur, hatta olması gereken de budur. - Yok kardeşim yok, siz benim internette olmamdan faydalanıp telefon hattımı kullanıyorsunuz. - Öyle bir şey teknik olarak mümkün değil hanımefendi, lütf... - İptal edin dedim, sorun çıkarmadan iptal edin. Ben de bu işi büyütmeden kapatayım, yoksa kötü olacak sizin için.
mseker@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|