|
Mahalli İdareciler
Geçenlerde bu sütunlarda, futbol maçlarındaki anarşi konusuna değinmiştim. Üzerinden çok kısa bir zaman geçtikten sonra, görmek istemediğimiz olayların bir benzeri Diyarbakır'da yaşandı. Bilindiği gibi, Diyarbakırspor-Konya Endüstrispor maçının başlamasından çok kısa bir süre önce tribünlerden atılan yanıcı ve patlayıcı maddeler sonunda, misafir takımın bazı futbolcuları yaralanmış ve maç da oynanmamıştı.
Tribüne yanıcı ve patlayıcı maddeyi getirenler, buralara ellerini kollarını sallayarak giriyorsa, bu tip işlerin de gerçekleşmesi gayet normal. Başta valilerimiz olmak üzere yöneticiler, bu tip maçlarda mahalli basın ve taraftarlara şirin görünmek için bazı çirkinliklere göz yumduklarını defalarca yazmıştık.
Gelinen nokta, hiçbir şeyin değişmediğini ortaya koyuyor.
Yani, taraftar bir takım kişilerin organizasyonu ile yanıcı ve patlayıcı maddeleri tribünlere gayet rahat bir şekilde taşırken, güvenlik kuvvetlerimiz, üç puanın gelmesi için, bazı olayları görmezden geldi. Yani onlara göre, üç puan gelsin de ne olursa olsun...
İş işten geçtikten sonra sahaya inen mahalli yöneticiler, maçın onanması için her türlü güvenceyi vereceklerini, yüzlerini kızarmadan ifade edebiliyorlar.
Peki, bu iş bu boyuta gelmeden önce stad girişlerinde neden önlem almak kimsenin aklına gelmiyor?
Gelmez, çünkü dediğimiz gibi, basına ve taraftarlara mavi boncuk dağıtmak onların birinci görevleri!
Buradan tekrar tekrar hatırlatmakta yarar var. Stadlarımızın girişinde sıkı kontrol yapılmadığı sürece, bu tip olayların gelişeceğini, hatta bir takım insanlara cesaret vereceğini göreceğiz. Onun için, mahalli yöneticilerimiz bu konunun üzerinde durup, işin ciddiyetini kavramaları gerekiyor.
Aksi halde, geç kalındığında işler daha da zorlaşacak. Zira, kartopu her geçen gün biraz daha büyüyerek, üzerimize doğru geliyor.
10 Mayıs 2000
|