YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Türk kimliğine daha çok vurgu

Son yazılarımda Türk kimliğine daha çok vurgu yaptığım bazı okuyucularımın dikkatini çekmiş. Söylediklerine göre bu durum değişik yorumlara sebep oluyormuş. Benden açıklama bekleniyor.

Yapabileceğim ilk açıklama yukarıda temas edilen endişeleri arz edenlerin benim gedikli okuyucularım olmadıklarıdır. Eğer yazdıklarımla kurbiyyet içinde olsalardı benim Türk kimliğini vurgulayışımda yeni ve değişik bir taraf olmadığını zaten bilirlerdi. Ben yazarlığımın başından itibaren Türkiye'de millî varlığın İslâm ile mukayyet olduğunu ve bu millî varlığa istinaden bir atılım gerçekleştirilemediği taktirde içinde yaşadığımız toplumun hüsrana uğrayacağını savunuyorum. Millî misak anlayışına bağlıyım. Araplar bizi arkadan vurdu sözünü ne kadar saçma ve çocukça bulursam enternasyonalist bir İslâmcılığı da o kadar saçma ve çocukça bulurum. Türk sözü benim dilimde yalnızca Türkiye Türkünü ifade eder ve Türklüğün temelini üzerinde yaşadığımız toprakların (Küçük Asya'nın, Anatolia'nın) Dar-ül İslâm (Türkiye) hale gelişinden başka bir yerde aramanın millî varlığımızı tariften mahrum bırakma gayretlerinin bir semeresi olacağına inanırım.

Yahudiler ve Çingeneler bir toprak parçasıyla kurdukları ünsiyetten ziyade her birinin kendi arasında koruduğu yaşama tarzı ve ona bağlı zihniyet sebebiyle kimlik ve kişilik kazanmışlardır. Dünyanın her yerinde Yahudi ve Çingene olunabilir. Oranın Yahudi'si, oranın Çingene'si denir onlara. Ama dünyanın her yerinde Türk olunamaz. Belki dünyanın her yerinde Tatar, Kırgız, Özbek, Azeri, Türkmen olunabilir. Oysa Türk yalnızca Türkiye'de olunur. O kadar ki bir satır yukarıda saydıklarımız ne kendi ülkelerinde ne de dünyanın başka bir yerinde Türk olurlar. Onlara Türk diyebilmemiz için Türkiye'de bulunmaları gerekir. Sadece onlara mı? Türkiye Dar-ül İslâm olmaklığı sebebiyle gerek Arnavutları, Boşnakları, Makedonları, Pomakları, gerek Çerkezleri, Abhazyalıları, Dağıstanlıları, Gürcüleri ve gerekse Arapları ve Kürtleri Türkiyelilik içine almış, onları Türk kılmıştır. Yanlış anlaşılmasın! Ne Türkiye bir milliyetler halitasıdır, ne de Türklük bir melezlik. İşin aslı şu ki Türkiye'yi Türkler, Türkleri Türkiye meydana getirmiştir. Hangisi hangisine takaddüm eder? Tarihten Türkleri ve Türkiye'yi silmek istiyorsanız ilk soracağınız soru bu olacaktır. Ancak Türkiye yaşadıkça Türklüğün bir anlam taşıyacağını, Türk kimliğinden habersiz kalındıkça da artık Türkiye'den bahsedilemeyeceğini fark edenler bilirler ki ikisi arasında öncelik sonralık, usûl füru ilişkisi yoktur. Acaba ne olmuş, nasıl olmuştur da Türk ve Türkiye birbirinden tefrik edilemez hale gelmiştir? Esaretle malûl zihinler bu soruya modernleşmeyle bağlantılı bir cevap yakıştıracaktır. Özgür zihinlerden sadır olan cevap Müslümanlıktan ibarettir.


11 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...