ANKARA- Başbakan Bülent Ecevit, hasta yatağından yaptığı açıklama ile Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle bir belirsizlik ve kararsızlık ortamına sürüklenebileceğini bildirdi. Yaşanacak bir krizin partiler arasında ciddi sorunlara ve sürtüşmelere neden olacağını savunan Ecevit, "devletin en yüksek görevinin tesadüfe kalması çok sakıncalıdır, bu kaygımı aylardır belirtmeye çalışıyorum" dedi. Aday seçimine ilişkin üç seçenek öneren Ecevit, ortak bir isim üzerinde uzlaşılamaması halinde, TBMM dışından bir adayın düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Başbakan Bülent Ecevit, rahatsızlığı nedeniyle evinde dinlendiği saatlerde Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla yazılı bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde terörle mücadelede önemli mesafeler kaydedildiğini, ekonomik ve sosyal alanlarda reformcu atılımlar gerçekleştirildiğini savunan Ecevit, "Uzlaşı ortamına ve ülkemizle ilgili tüm gelişmelere Cumhurbaşkanı olarak Sayın Demirel'in değerli katkıları olmuştur. O nedenle Sayın Demirel'e yeni bir görev dönemi tanınmasında yarar gördük, fakat sonuç alamadık" dedi.

İdeal çözüm ortak aday, ancak zor

Yeni cumhurbaşkanı konusunda koalisyon ortakları arasındaki uzlaşmanın kesintisiz sürmesinde büyük yararlar olduğunu belirten Ecevit, en ideal çözümün muhalefetin desteğini de alacak bir adayın belirlenmesi olduğunu kaydetti. Ecevit, ideal çözümün "her zaman kolay sağlanamayacağına" dikkat çekerek, "Buna rağmen denenmelidir" dedi. Ecevit, bu denemeden sonuç alınamaması halinde, koalisyon ortaklarının parti ayrımı gözetmeden tek bir milletvekilliğinin adaylığı üzerinde birleşmeye çalışabileceğini söyledi.

Dışarıdan da olur

Ecevit, bundan da sonuç alınamazsa, Meclis dışından, partisiz fakat siyasal deneyimi ve dış ilişkiler alanında birikimi bulunan bir ortak aday üzerinde mutabakat aranması gerektiğini belirtti. Üç seçenekten hiç birinin gerçekleşmemesi durumunda, cumhurbaşkanı seçiminin partiler arasında ve partilerin kendi içinde ciddi sürtüşmelere ve sorunlara yol açacağını savunan Ecevit, "Böylece Cumhurbaşaknı seçimi de tesadüfe kalmış olur. Devletin en yüksek görevinin tesadüfe kalması ise çok sakıncalıdır.O yüzden Türkiye yeniden bir kararsızlık ve belirsizlik ortamına sürüklenebilir. Bu kaygımı aylardır belirtmeye çalışıyordum. Kaygımın gerçekleşmeyeceğini umarım" dedi.