| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Yeni skandallar için koltuğunuza gömülün
Türkiye skandallar, el altında tutulan dosyalar, gizlenen cinayetler, sümen altı edilen yolsuzluklar, diktatörlüklere parmak ısırtacak kanunsuzluklar, faili belli ama sorumlusu karanlıkta kalan siyasi cinayetler ülkesi... Hangi siyasetçinin dosyası daha kabarıksa, hangi liderin şaibe kariyeri daha yüksekse onun prim yaptığı bir ülke... Ve işin ilginç tarafı bu konularda belli bir çizginin üzerindeki politikacı takımını kaydi hayat şartıyla ikbal bekliyor... Ölünceye kadar koltuk garantisi yani... Olup bitene bakınca, 'Eh bu onların hakkıdır' diyebiliyoruz... Bu durum gerçi en kanlı diktatörlüklerde bile yaşanmıyor... Tabii istisnaları var ama, bizim lider takımının bu istisnalara benzemesi şart değil... Onlar başka darbelerle giderler. Ama bizimkiler öyle bir darbeyle, birkaç darbeyle falan gitmezler... Darbeciler gider, devrilenler kalır... Türkiye'de kural budur. Darbeciler kazandıklarını sanırlar ama ömürleri yetmez... Cumhurbaşkanlığı seçimi için ortada olan adaylara bakalım... Herbiri için yazılan, çizilen, ifade edilebilen edilemeyen lafları uçuca getirelim... Benim bildiğim kadarıyla bile, Türkiye Cumhuriyeti'nin şu mevcut kanunlarına göre, değil bu şahısların aday olmaları, bulundukları makamlarda dahi oturabilmeleri caiz değil. Kuşkusuz kazın ayağı da öyle değil. Yıllarca devletin en tepelerinde bulunarak devletin giriştiği her türlü kirli işin içinde olan, gizli açık bütün uygulamalarına destek veren bu zatların aday olmalarından daha doğal bir şey göremiyorum aslında.... Na'psınlar... Bildikleri iş bu... Bu yaştan, bunca zamandan sonra başka bir şey yapamazlar... Ellerinden gelmez yani... Bu saatten sonra hukuk devletinden, açıklıktan, demokratik denetimden, sivilleşmeden, birey haklarından falan söz edecek değiller elbette... Aslında Anayasa'yı başka türlü değiştirilmeli. Belli bir süre işbaşında kalmış, derin devletin derin faaliyetleri konusunda kendini ispatlamış olan mümtaz devlet politikacılarını, artık resmen atanmış devlet adamı statüsüne sokmalıyız.. Biçimselinden de olsa bu insanları belli dönemlerde seçimlere girme külfetinden kurtarmamız gerekir diye düsünüyorum. Bu onlara duyduğumuz saygının bir nişanesi olabilir... Şimdi adaylık uğruna demokrasiden falan söz ederken ne kadar zorluk çektiklerini tahmin edebiliyorum. Onları bu sıkıntıdan kurtarmamız lazım. Üstelik şu anda harıl harıl çalışıyor olmalılar... Etraflarında yardımcıları... Ellerinde devletin arşivleriyle bürokrat yandaşları... 'Türkiye'nin parlak gelecek günlerini planlıyor, yeni vizyonların çerçevelerini çiziyor olmalılar' diyorsunuz, değil mi? Memleketin böylesine önemli günlerinde bu lüzumsuz işlerle niye uğraşsınlar canım... Onlar şimdi daha ulvi, memleket açısından çok daha hayati işlerle meşguller... Raflardan çıkartılan, sağdan soldan yetiştirilen ve üzerlerinde 'Top Secret 'yazan dosyaları inceliyor olmalılar... Rakiplerinin karıştıkları, ama zamanında 'devleti zaafa düşürmeyelim' gerekçesiyle sümen altı edilen dosyaları okuyorlar tabii... Devlet yönetmek kolay mı? Onlar şimdi yeni skandallar, yeni 'gate'ler, gizlenmiş katliamlar arıyorlar... Gizli dinleme raporlarına bakıyor, gizli örgüt dokümanlarını tarıyorlar. Aslında aramıyorlar da bir yığın dosya arasından uygununu bulmaya çalışıyorlar. Zor iş yani... Ama yine de bu yaştan ya da bu kadar yorgunluktan sonra onları bu kadar çalıştırmak doğru mu? Ben kendi adıma koltuğuma gömüldüm, televizyonumu açtım, bu fedakar insanların bizim için hazırladıkları yeni skandalları izlemeyi bekliyorum... Size de öneririm...
kduzgoren@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|