| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Sanki ağzından bal damlıyor!..
ANAP'ın "Teşkilat-içi Eğitim Programı" çerçevesinde yapılan toplantıda, Mesut Yılmaz, "demokrasi" konulu bir konuşma yapmış.. Ben de, yakın dönemde izlediğim Mesut Yılmaz'ın davranışlarından, bazı demokrasi dersleri çıkarttım.. Ben de, bunları aktarayım ANAP teşkilatına.. 1-Medyayı asla boş bırakmayacaksın.. Medya sermayesini, sürekli doyurmaya, onlara kamu bankalarını, ihaleleri vermeye çalışacaksın.. Bu arada mümkün olursa, onlara rakip medya patronları da (örneğin Korkmaz Yiğit) üretmek için çaba harcayacaksın.. Seni eleştiren gazete yazarlarını da, susturacaksın.. Bu tür yazarlara sütun ve ekran açan medya sermayesini, iktidar gücünü hatırlatarak, ürküteceksin.. 2-Siyasi rakiplerini başarılarınla değil, onlara dönük yıpratma kampanyaları ile yenmek için, elinden geleni yapacaksın.. Bunun için, bazan dolandırıcıların, bazan çetelerin, bazan yalancıların siyaset gündemine egemen olmasını, keyifle izleyeceksin.. Gerekirse "örtülü ödenek" bile, çarpıtılmış iddialara konu edilecek.. 3-Seni yetiştiren, seni başbakan yapan veya sana olumlu katkısı bulunan kişi ve kurumlara, mümkün olan ilk anda, elinden geleni yapacaksın.. 28 Şubat döneminde seni başbakanlığa atayanlardan, "omuzu yıldızlılar" diye imalı bahsedeceksin.. İhaleye fesat karıştırmaktan ötürü düşürüldükten sonra bile, seni "başarılı başbakan" diye yanında taşıyan cumhurbaşkanlarının yeniden seçilmemesi için, her türlü kombinezona başvuracaksın.. 4-Bir işi asla sonuna kadar takip etmeyeceksin.. Muhalefetteyken, o zamanki iktidarın yaptığı özelleştirmeleri, her şekilde engelleyeceksin.. İktidara gelirsen de, "özelleştirme şarttır" diye konuşacaksın.. Ama kendi yaptığın her özelleştirmenin, şu ya da bu şekilde, skandalla sonuçlanmasına sebep olacaksın.. 5-Güçlüler karşısında, asla cesur olmayacaksın.. Gerekirse, her söylediğin sözü ve "ilke" diye açıkladığın her düşünceyi yutmaya hazır duracaksın.. "Gümrük Birliği" konusunda yerli sanayicilerden, "Güneydoğu Sorunu" için, derin devletten ürkeceksin.. 6-Dış politikayı da iç politikaya benzetmek için, eline her iktidar geçtiğinde, herkesle kavga edeceksin.. Amerika ile, Almanya ile, Avrupa ile, ilişkileri sürekli gergin tutacaksın.. Evet.. Bir politikacıyı izleyerek, alabileceğimiz bazı dersler bunlar. Şimdi, başka şeyler söylemiş ANAP teşkilatının eğitim programında.. -Temel hak ve hürriyetlerin garanti altına alınması lazım.. -Dinimize mutlaka sahip çıkalım.. Böyle şeyler söylemiş Mesut Yılmaz. Aslında, herkesi yanıltan bir olgu var.. ANAP, Turgut Özal'ın kurduğu bir parti.. Ama Turgut Özal ne ise, Mesut Yılmaz onun tam tersi.. Mesut Yılmaz'ın modeli, Turgut Özal değil.. Onun modeli Demirel.. Bugünkü ANAP'ın içinde, elbet değerli insanlar ve Türkiye'ye hizmet etmiş isimler vardır.. Ama, Mesut Yılmaz liderliğindeki ANAP'ın, "vizyon"u da, "misyon"u da yok.. Bu ekolde siyaset, "değişim"e uyum göstermek, reform yapmak, devletin ve toplumun ilerisinde gitmek için yapılmaz. Bu tür politikada, "entrikalar", icraattan daha önemlidir.. "Koltuğa oturmak", başarılı olmaktan daha ağırlıklıdır.. "Siyasi güç", toplumun önünde ufuk açmak için değil, rakipleri yok etmek, muhalifleri susturmak, medyayı teslim almak için kullanılır bu ekolde.. Herkes biliyor gerçekleri.. ANAP'ın milletvekilleri de, bu ekolü yakından tanıyor. ANAP'ın adı yine ANAP.. Ama genel başkan Mesut Yılmaz.. Ve şimdi ANAP örgütüne, demokrasiyi anlatıyor genel başkanları.. "Vah, vah" diyoruz..
ŞAKA
Rutin-dışı ama..
Neden "dışarıdan" başka bir cumhurbaşkanı aramıyoruz.. Hazır Süleyman Seba, Beşiktaş'ı bırakacağını açıklamışken, onu Demirel'in yerine cumhurbaşkanı yapsak ya.. Demirel de gitsin Beşiktaş'a başkan olsun.. Çankaya da, Beşiktaş da, "gitti Süleyman-geldi Süleyman" der.. Ortaya bir "kuşak değişimi" meselesi de gelmez..
TEHLİKE
Ya Güniz Sokak'a dönerse?..
Demirel, önemli gazetecilere, çok önemli bir mesaj vermiş.. "16 Mayıs'ta, Güniz Sokak'taki evime dönerim" demiş.. İşte gördünüz mü Türkiye'yi bekleyen geleceği? Muhteremi yeniden seçsen bir türlü, seçmesen bir türlü.. Acaba şöyle mi yapsak? Demirel yeniden seçilmese bile, Çankaya Köşkü'nü ona, "rutin-dışı bir konut" olarak, ömür boyu tahsis edelim.. Yani böyle bir yol, mutlaka bulmalıyız.. Yoksa belli ki kararlı.. Güniz Sokak'taki evine dönmekten, onu kimse alamayacak.. Açıkça ortada.. İslamköy'deki Demirel külliyesine dönmek gibi bir niyeti, asla yok!.. Ya bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanır ve Demirel Güniz Sokak'taki evine dönerse ne olacak? Bu ihtimali düşünmek bile istemiyoruz.. Bu bir korku filmine benziyor.. Nasrettin Hoca, eşeği kaybolunca esip gürlemiş.. "Eşeğimi bulmazsanız, ben yapacağımı bilirim" diye bağırmış.. Köylüler korku içinde, arayıp bulmuşlar.. Sonra bir köylü sormuş hocaya.. -Eşeği bulamasaydık ne yapacaktın?.. -Yeni bir eşek alacaktım, demiş Hoca..
mehmetbarlas@attglobal.net
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|