YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Misyonerliği önleyelim de nasıl?

Din eğitimi veren İmam Hatip Liseleri'nin ve Kur'an Kursları'nın kapısına kilit asılmasını alkışlarla karşılayan derin devletçi bir parti, şimdilerde Türkiye'de misyoner faaliyetlerinin yıkıcı etkilerinden dem vurup engel olunması çağrıları yapıyor. Bu çağrı Türkiye'de politikanın ne kadar sığ ve ufuksuz yapıldığını ortaya koyması bakımından dikkat çekici. Şu açıdan dikkat çekici: 28 Şubat sonrasında din eğitimine darbe vuranlar ve bu darbelere alkış tutanlar bu yıkıcı faaliyetin on-onbeş yılda gelebileceği noktayı görmekten bile acizler. Misyonerlerin başarısız bir tarihi tecrübeden sonra Türkiye'den yeniden ümitli duruma geçmeleri de ayrıca üzerinde durulmaya değer.

Gerçekten de geçtiğimiz yüzyılda Türkiye yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine konu olmuştu. Sadece Türkiye değil genel olarak İslam dünyası bu faaliyetlerden nasibini almıştı. Yurdumuzdaki dinî kökenli birçok yabancı kolejin açılması o yıllara rastlar. Bu faaliyeti yürütenler bakımından büyük fedakarlık gerektiren misyonerlik çalışmaları uzun yıllar istenen sonucu vermemiş, yoğun misyonerlik faaliyetlerine muhatap olanlar, en çok kendi dinlerinden kopmuşlar, ama Hıristiyan da olmamışlardır. Öyle ki Müslümanlar'ın Hıristiyan yapılması misyonerler için daha bir Cizvit papazının ifadesiyle "ümitsiz vaka" olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden de misyonerlik faaliyetleri daha ziyade diğer dinlerin hakim olduğu ve misyonerlik bakımından verimli sonuçlar doğuran Uzak- doğu ülkelerine yönelmiştir. Bunda İslam'ın Hıristiyanlığın özgün kısmını da kucaklayan dini esaslar içermesinin önemli bir rolü vardır. Bu sebeple sağlıklı bir din eğitimi almış bir kimsenin İslam'dan yüz çevirip Hıristiyan olması çok çok istisnaidir ve kendine has şartların ürünüdür.

Ancak son zamanlara özellikle çeşitli Protestan kiliselerinin Türkiye üzerinde bir ümit tazeledikleri ve yoğun bir faaliyet dönemine girdikleri görülmektedir. Bu maksada yönelik olarak merkezler açmışlardır, radyo istasyonları kurmuşlardır. İngiltere merkezli Christian Literature Crusade örgütünün önümüzdeki yıllarda yoğun faaliyet göstereceği ülkeler arasında Türkiye'yi de alması bu çabanın bir ürünü. Mormorların da Türkiye'ye yönelik dikkate değer çalışmaları var.

Burada üzerinde durulması gereken nokta misyoner örgütlerinin Türkiye üzerinde neden ümit tazeledikleridir.

Aslında iki din veya iki kültür karşılaştıklarında bundan zayıf olan zararlı çıkacağı için İslam dininin Hıristiyanlık'la gireceği bir rekabetten zararlı çıkması söz konusu değil. Batı'da Hıristiyanlık'ta aradığını bulamayan yüzbinlerce kişinin kurtuluşu İslam'da aramaları, buna mukabil Müslümanlar'dan Hıristiyan olanların müsait harici şartlara ve çabalara rağmen çok sınırlı kalması bu öngörümüzü doğrulamaktadır. Ancak bunun için insanımızın sağlam bir İslam kültürü alması gerekmektedir. 28 Şubat anlayışının tahrip ettiği dini kurumlar ne insanımıza dini-manevi ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir dini kültür verebilmekte ne de misyonerlik faaliyetlerine karşı bilgiye dayalı bir koruma kalkanı oluşturabilmektedir. Bu yapılamayınca misyonerlere aba altından sopa göstererek koruma yolu önerilmektedir.

Bu önerinin düşündürücü yanı akılları sadece 28 Şubat üslubuna yetenlerin "irtica"ya yönelik üslubun misyoner örgütlerine de uygulanmasının mümkün ve etkili olabileceğini zannetmeleridir. Halbuki Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalar ve imza attığı uluslararası belgeler böyle üsluba imkan tanımayacağı gibi, İslam'ın böyle bir hoyrat usulle korunmaya ihtiyacı da yoktur. Yapılması gereken insanımıza seviyeli din kültürü vermektir. Bu yapıldığında misyonerler zaten atmakta oldukları ciritlerini serbestçe atmaya devam edebilirler.

Türkiye'de dini kurumları tahrip edenler milli kimliğimizi de tahrip ettikleri ve zararlı etkilere karşı korumasız bıraktıklarını umarım bir gün anlarlar. Anlarlar mı dersiniz?


14 TEMMUZ 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...