T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
3 Yargıç... (devam)

Geçen yazıda AİHM'nin kararına katılmayan 3 yargıcın derdini anlamaya niyetlenmiş ve şu ünlü "çok hukuklu toplum" meselesini gözden geçirmeye başlamıştık. Biliyorsunuz, bu meselenin AİHM'nin kararında çok etkili olduğu haklı olarak yazılıp çiziliyor. Kim bilebilirdi ki, Türkiye'de son on yıldır birkaç yazarın ve düşünürün özellikle üzerinde yoğunlaşmasıyla şu kupkuru "hukuk dünyamızı" biraz olsun şenlendiren bu mesele AİHM'nin de sabrını bu ölçüde taşıracaktı! Boş bulunup bir tartışma açmış, dünya âlemin yüzyıllardır kafa yorduğu bir mesele hakkında biz de birkaç lâf etmiştik... Vay sen misin bu cüreti gösteren? Hukukun "tek" olduğunu ve de bu "tek hukuk"un ancak "tek" devletten fışkırması gerekliğini böylece iyice bellemiş olduk! Hem de ülkenin en büyük partisini kurban ederek...

"Devlet" ve "hukuk" ilişkisi, daha doğrusu birlikteliği üzerine hiç kafa yormamamız mı isteniyor? Olur... Bundan sonra öyle yaparız... Bu dünyada "tek" hukuk olarak bundan böyle "pozitif hukuk"u anlar, ve gerekirse bu hukukun memleketimizdeki halinin "evrenselliği"ni de ilân ederiz... Tamam hepsine eyvallah da, peki o zaman, meselâ Laurent Cohen-Tamigi'nin üzerinde epeyce yazılıp çizilmiş (yazıp çizenler arasında Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da var) "Devletsiz Hukuk" adlı kitabını ne yapacağız? Madem ki "hukuk"un ancak ve ancak "Devlet"ten fışkırabileceği sonucuna vardık, bu türden ufuk açıcı ve yeni açıklamaları nereye postalayacağız?

Yanlış anlaşılmayı önlemek için bir kez daha söyleyelim: Bu ülkede "hukuk" üzerine "çok hukuklu toplum" gibi bir tartışma da mı yapılamayacak? Üç beş yazar, üç beş siyasetçi bu meselenin tartışılabilir bir şey olduğunu ileri süremeyecekler mi? Hem de, "Osmanlı'nın hoşgörüsü" bahsinin resmi-gayrı resmi ağızlarda sakız olduğu bir ülkede. Hiç öyle şey olabilir mi? Bir toplum sadece "hukuk" değil, her alanda "mümkün mü?" sorusunu sormadan ve bu soruyu cevaplamaya çalışmadan "hukuk"ta ve diğer alanlarda bir milim öteye gidebilir mi?

3 yargıç, Erbakan'ın 1993 yılında (3 yargıcın da dikkat çektiği gibi, bu konuşmalar RP'nin kapatılmasından tam 4 yıl önce yapılmıştır!) içinde "çok hukukluluk" ifadesi geçen iki konuşmasının "Türk laik düzeni" için gerçek bir tehlike oluşturduğuna (çoğunluğun tersine) kanaat getirmemişler. 3 yargıç çok sâkin 3 insan; Erbakan tarafından ileri sürülen "çok hukuklu toplum"un gerçekten ne anlama geldiği, sonucunun ne olabileceği üzerine düşünmek onlar için gereksiz ve yararsız bir iş. Çünkü, Erbakan'ın konuşmalarından laik devlete yönelik gerçek bir tehlike olarak söz etmek olacak iş değil... Söylemiştim, bence de olacak iş değil! İçinde "çok hukukluk" ifadesi geçen iki konuşmanın "Türk laik düzeni"ni için gerçek bir tehlike oluşturması olacak iş mi? Bu "düzen" o derece kırılgan, bu "konuşmalar" o derece güçlü mü? Erbakan hükümeti ne yapmış, ne tür yeni düzenlemelere koyulmuş ki, ortada gerçek bir tehlike oluşsun? (Benim hatırladığım, Susurluk için "fasa fiso" denmesiydi!)

Geçen yazıda büyük bir Fransız tarihçisinin, Régine Pernoud'nun "çok hukuklu toplum" övgüsünden söz edeceğimi duyurmuştum.

Pernoud, 1977'de neredeyse, 70 yaşında yazdığı ve bizim serbest biçimde "Şu Ortaçağ meselesini kapamak için" ("Pour en finir avec le Moyen Age") olarak çevirebileceğimiz kitabında, Ortaçağ Avrupası'nın övgüsünü yaparken, mahkemenin karşısına gelen sanığa yöneltilen ilk sorunun "Senin yasan nedir?" olduğunu öyle ballandıra ballandıra anlatır ki, sakın AİHM duymasın! Pernoud, sonra da ilave eder: Bir insanın bu şekilde "kendi yasası"na göre yargılanması, hiçbir fark gözetmeden herkese aynı yasanın uygulanmasını isteyen Roma Hukuku taraftarlarınca "keyfi" bulunacağı da besbellidir... Ve şu cümlesi: "...bugün adaletin, hakiki adaletin, herkesi kendi yasasına göre yargılamaktan geçtiğini daha iyi anlıyoruz."

Yanlış anlaşılmasın, Pernoud'ya aynen katılmıyorum. Ama bütün bunlar konuşulmadan olur mu?


6 Ağustos 2001
Pazartesi
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED