Kendisi dünyanın en önemli biyolojik silah üreticisi olan ve bu konudaki uluslararası sözleşmeleri işlevsiz hale getiren Amerika, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan, Biyolojik-Zehirli Silahlar Sözleşmesi'nin güncellenerek sağlamlaştırılması için düzenlenen uluslararası konferansı sabote etti.

ABD'nin çikardığı engeller yüzünden toplantıda istenen güncellemeler yapılamadı ve toplantı bir yıl sonraya 2002 sonuna ertelendi. Kimyasal silah ürettiği iddiasıyla Irak'a askeri harekat hazırlıkları yapan ABD, 3 hafta devam eden konferansı son gününde, toplantını devamının Kasım 2002'ye ertelenmesini istedi ve amacına ulaştı. Avrupalı üst düzey diplomatlar, AB'yi hazırlıksız yakalayan erteleme kararına tepki gösterdi. AB çevrelere Amearika'nın uluslararası konularda giderek tek yanlı harekete yöneldiğini ve hukuku tek yanlı uyguladığını dile getirdiler.

Kimyasal ve biyolojik silah ürettiği ve hepsi Amerikan istihbaratına çalışan BM silah müfettişlerini ülkeye girişini reddettiği için Irak'a harekat kampanyasını başlatan ABD'ye en şiddetli tepki yine bir Amerikalı'dan geldi.

Şarbon saldırıları Pentagon'dan

Birleşmiş Milletler'in Irak'taki kitle imha silahlarını denetlemekle görevlendirdiği ekibin başında bulunan ABD'li Scott Ritter, Bush yönetimine ve Irak'a karşı savaş açmak isteyenlere, ateş püskürdü. Sıradışı açıklamalarıyla onlarca ölüm tehdidi alan Ritter, Filistin Siyasi Analiz Merkezi (CPAP) tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, ABD yönetiminin Irak politikasını yerden yere vurdu.

ABD'nin Irak'a saldırmak için hiçbir geçerli nedeni olmadığını dile getiren Ritter, Irak'ın ABD'deki şarbon vakaları ve El-Kaide örgütüyle ilgisi olmadığını söyledi. Ritter, Irak'ın biyolojik silah programlarının 1995 ve 1998 yılları arasında bizzat kendisinin başında olduğu denetçiler tarafından yok edildiğini ifade ederek, "Ülkeyi terörize eden şarbon vakalarının, tek elden ve benzeri olmayan bir yöntemle, Savunma Bakanlığı'na bağlı bir departmanda görevli kişilerce yürütüldüğü açıktır" dedi.

Irak'ın kitle imha silahlarını denetleyen kişilerin, 1998 yılında Irak tarafından sınırdışı edilmediğini, aksine 1998 Aralık saldırısı öncesi ABD'nin özel emriyle ülkeyi terkettiklerini belirten Ritter, Irak'ın, görevleri dışında istihbarat toplayan silah denetçilerini bir daha ülkeye sokmak istememesinin çok normal olduğunu kaydetti.

"ABD adına istihbarat toplardık"

Ritter, "Ben de dahil olmak üzere, Irak'ın kitle imha silahları konusunda istihbarat toplarken, Saddam'ın nasıl korunduğuna dair bilgilere de ulaştık. Bu bilgiler, ABD tarafından bombalamalar sırasında kullanıldı" dedi.

Irak'ın ABD'ye karşı bir tehdit oluşturmadığının İsrail tarafından dahi kabul edildiğini belirten Ritter, "1991 yılında olsaydı evet derdim. Güçlü ordusu, biyolojik silah üretme kapasitesi ve İsrail karşıtı tutumu ile Irak bir tehdit idi. 1994 yılında İsrail Irak'ı kendisine karşı tehdit oluşturan ülkelerin başına koymuştu. 1998 yılında ise, Irak listenin 6. sırasına düştü. Şimdi listede bile değil" diye konuştu.

Ankara'da iki farklı ses var

Ritter, ABD'nin Irak politikası sebebiyle Türkiye'nin de kafasının karışık olduğunu ancak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a rağmen Savunma Bakanlığı'nın Pentagon ile farklı tartışmalar içinde bulunduğunu kaydetti.