T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Artık IMF de hükümete güvenmiyor

Türkiye'nin ekonomik durumu, bizim hükümetten başka herkesi kaygılandırıyor. Amerika'dan "kurtarıcı" olarak gelen, ama son "IMF seferinde" başarısız olan Kemal Derviş, son umudunu G-7 ülkelerinin Hazine ve Maliye Bakanları'nın toplantısına bağlamıştı. Maalesef oradan da "IMF'ye danışın" önerisi çıktı.

IMF Türkiye'ye vermesi gereken son 3 milyar dolarlık dilimi ileri bir tarihe erteledi. Bu paraya onay verecek olan 10. denetleme toplantısını bekleyeceğiz.

Bence beklemeye gerek yok. Türk halkı gibi, IMF de bu hükümete güvenmiyor ve inanmıyor. İsterseniz biraz geriye, Kemal Derviş'in "kurtarıcı" olarak hepimiz tarafından "baş tacı" edildiği günlere bir dönelim.

Tarih 14 Nisan. "Kurtarıcımız" Kemal Derviş, "Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş" programını açıklıyor. Güzel de bir slogan bulmuş; "Bir daha eskiye dönüş yok."

Kemal Derviş'in açıkladığı programda "yaz sonundan itibaren ekonomide büyüme ve enflasyonda düşüş" hedefleniyor. Umut ihracat ve turizmde. Savunma harcamalarının da dahil olduğu bütçedeki diğer cari kaleminde yüzde 1.5 tasarruf yapılacak.

O zaman da "Kemal Derviş'in hayal gördüğünü, açıklanan metnin bir "istikrar programı" değil, "niyet mektubu" olduğunu" yazmıştım.

Gerçekten Kemal Derviş "hayal" görüyordu. Hem "yapısal reformlar" gerçekleştirilecek hem de "kemerler sıkılacak" ama halkımız bir süre sonra "rahat" edecekti.

Yeni vergiler gelmeyecekti.

Kamu sektörü, harcamaları keserek, gelir gider açığını kapatacaktı.

Üç aylık sıkıntıdan sonra işler açılacaktı.

Yılın ikinci yarısında ihracat ve turizmdeki canlanmaya bağlı olarak ekonomi büyümeye başlayacaktı.

Enflasyon yıl sonuna doğru ayda yüzde 2 fiyat artışında kalacak, gelecek yıl, yıllık enflasyon yüzde 20'lere düşecekti.

O sıralarda 1 milyon 250 binlerde dolanan dolar kuru, olması gerekenin yüzde 20 üzerindeydi. Dolar gerçek değeri olan 1 milyon, 1 milyon 100 binlere çekilecekti.

Yakın zamanda 10- 12 milyar dolarlık dış yardım gelecekti.

İş güvencesi yasası çıkarılarak, çalışanların işten çıkarılması durumunda zarara uğramaları önlenecekti.

Bütün bunları "hafıza- i beşer nisyan ile maluldur", yani "insan hafızası unutur" diye yazıyorum.

Şu yukarıda "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" diye bize kabul ettirilen programın bir tek maddesi gerçekleşebildi mi? Hayır!

Neden?

Çünkü Türkiye'de "iyi bir hükümet" yok. Hükümet programa "destek" gibi görünse de "köstek" olmaya devam etti. Başbakan Ecevit'in deyimiyle "Devlet küçüleceğine özel sektör küçüldü." Devlete yük olan özel bankalar, devlete devredildi ve ekonomiye verdiği zarar katlanarak büyüdü.

Türk halkının "güven duymadığı" hükümete artık IMF de güven duymuyor. 3 milyar dolarlık IMF kredisi diliminin ertelenmesi de bu yüzden. IMF para veriyor, para çar çur ediliyor. Devlet harcamaları kısılacağına her geçen gün daha da artıyor. Programda öngörülen hiçbir beklenti gerçekleşmiyor. Ne faiz oranları düşüyor, ne enflasyon rakamları düşüyor, ne de döviz kuru "normal seyrinde" hareket ediyor.

IMF bütün bunların kaynağını nihayet buldu; Ecevit'in başbakan olduğu hükümet. Bu hükümet gitmeden hiçbir şeyin düzelemeyeceğini IMF de gördü. Şu an, Afganistan vurulurken bunu "açık- seçik" söyleyemiyor. Ortalık biraz durulsun göreceksiniz. Çünkü başka yolu yok ve bunu nihayet IMF de gördü.

"Kendinize yeni bir hükümet edinin" deyiverecek.


9 Ekim 2001
Salı
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED