Siyasi ve ekonomik krizler nedeni ile dünyadaki gelişmelerden uzak kalan Türkiye'nin sonbaharı oldukça zor geçireceği belirtiliyor. Türkiye'nin başını ağrıtacağı konuların başında Kıbrıs geliyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB adaylık sürecinin ilerlemesi ve Kıbrıs sorunun Ocak 2002'de masaya yatırılacak olması Türkiye'yi endişelendiriyor.

Türkiye'nin AB'ye nota olarak verdiği Güney Kıbrıs'ın adaylık başvurusunun dikkate alınmaması yönündeki uyarısına rağmen Kıbrıs raporunun onaylanması Kıbrıs'la ilgili Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanacak krizin bir habercisi olarak algılanıyor. Türkiye ise Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak alınmasının sözkonusu olamayağı görüşünü tekrarlarken bu konuda 1960 Antlaşması'na uyulması gerektiği görüşünde. Dışişleri Bakanlığı'nın, anlaşmalar gereği Kıbrıs konusunda verilecek herhangi bir kararın garantör ülke olarak Türkiye'nin iznine bağlı olduğunu belirttiği ve bu konudaki görüşün AB'ye iletildiği öğrenildi.

Kıbrıs ABD ile Avrupa arasında bir sorun

MİT eski Daire Başkanı Mahir Kaynak, "Türkiye, bilinçli olarak dış güçler tarafından krizler içine sokuluyor. Türkiye, Kıbrıs'ın AB'ye olması konusunda hiçbir yaptırım uygulamıyor, çünkü elindeki tüm kozlar alınmış durumda. Kıbrıs'ta olacak şey ABD ile Avrupa arasında gerçekleşecek pazarlığa bağlıdır" dedi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB'ye üye ve aday ülkeler dışişleri bakanları gayri resmi toplantısına katılmak üzere dün Brüksel'e gitti. "AB'nin Geleceği" konulu toplantıda Kıbrıs konusu da ele alınacak.

"74 öncesine dönmeyeceğiz"

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türk tarafının imzası olmadan Kıbrıs sorununun halledilemeyeceğini tekrarladı. Denktaş, "Kıbrıs'ta Rum ne ise, biz de oyuz. Rum'la meseleyi halledeceklerse, buyursunlar etsinler. AB edebilir, Güvenlik Konseyi edebilir, ama ondan sonra neticesini görürler. Bu halk 1974 öncesine dönmek istemiyor" dedi. BM Genel Sekreteri'nin davetini neden reddettiğini anlatan Denktaş, Kıbrıs sorununa çözüm arayanların, Türkler istese de, istemese de Kıbrıs sorununu halledebileceklerini düşündüklerini, Annan'ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto'nun son ziyaretinde "ortaklık" kelimesini ağzına bile almadığını söyledi.