T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Musikisever değilseniz, okumayın

Belki de, kendi kültüründen çok Batı'yı bilen Nevit Kodallı'nın "Türk müziği meyhane müziği" dediği gün yaşadığım için olacak, olay üzerimde büyük etki yaptı.

Önce olayı uzun uzun anlatmayı düşündüm, sonradan yanlış anlayan olur diye vazgeçtim. Özetini sunayım: Bizim eğlenme kültürümüz yok; düğün-dernek gibi eğlenilmesi gereken ortamlarda ne yapacağımızı bilemiyoruz. Eğer dinletiyorsak, dinlettirdiğimiz müzik, bırakın Nevit Kodallı'yı bana bile, "Ne kadar iptidai" dedirtecek denli yontulmamış... Oysa, dozu iyi ayarlanmış eğlencesiyle düğünlerimiz bir musiki ziyafetine dönüşebilir...

Belki bundan bir kaç yıl öncesine kadar eşe-dosta "İşte bizim musikimiz" diyebileceğimiz klasik usulde icra edilmiş eserlerden mahrumduk. Ancak, son yıllarda, bir kaç Türk musikisi sevdalısının himmetiyle, kaybolup gidebilecek eserler bizlerin beğenisine de sunuluyor. Buna mazhar olabilmek bile, sıkıntılı ortamlarda bir umut aralığı sağlıyor...

Arkanıza yaslayın ve kendinizi, Hammamizade İsmail Dede Efendi'nin eserlerinin, bizzat onun huzurunda icra edildiği bir ortamda düşünün... Yahya Kemal'in "Bizim öz musikimizin piri" dediği Itri'nin, ya da nispeten bize daha yakın yaşamış Hacı Arif Bey'in... Teknolojinin imkânları, bir gün, yüzyıllarca öncede kalmış sesleri günümüze aynıyla taşıyacak kadar gelişecek muhakkak; Dede'yi, Itri'yi, Hacı Arif Bey'i kendi seslerinden veya icralarıyla dinleyebileceğiz...

Şerif Muhiddin Targan'ı çokları "Safiye Ayla'nın eşi" olarak tanır. Adının önündeki 'Şerif' sözcüğünün, Hz. Peygamber soyundan geldiğine işaret ettiğini pek az kişi bilir. Daha da az kişi ise, Şerif Muhiddin Targan'ın (1892-1967) usta bir 'ud sanatçısı' olduğundan haberdardır. Son Mekke Emiri Ali Haydar Paşa'nın oğlu dinleyenleri mest eden bir ud icracısı, virtüözüydü. Mehmet Akif'in "Gel ey Peygamber'in fevk-al beşer fıtratta evlâdı / Uyansın, gel ki, mızrabınla Şark'ın eb'adı" diye hitap ettiği Şerif Muhiddin'in bestelediği veya başkalarından icra ettiği eserleri, ancak taş plak koleksiyoncuları dinleme ayrıcalığına sahipti.

Artık siz de o ayrıcalığa sahip olabilirsiniz. Musiki sevdalısı bir grup, Targan'ın icra ettiği eserleri özel koleksiyon kayıtlardan ve taş plaklardan biraraya getirip teknolojinin sağladığı imkânlarla temizleyip günümüze bir CD halinde taşıdılar. Murat Bardakçı ile Mehmet Güntekin'in ihtimamlarıyla hazırlanmış "Şerif Muhiddin Targan: Peygamber torununun müziği" adını taşıyan CD ve albüm (Kaf Müzik), merhumun taksim, peşrev ve etüdleriyle dört özgün çalışmasından oluşuyor.

Şu son zamanlarda geçmişin büyüsünü günümüze taşıyan başka CD çalışmaları da oldu. Kalan Müzik (Tel.: 212- 512- 3513; faks: 212- 528- 1134) tarafından titizlikle hazırlanmış 'Sultan bestekârlar', III. Selim ve Abdülaziz gibi 'ünlüler' yanında musikişinaslığını besteciliğe kadar ulaştırdığı pek bilinmeyen II. Bayezid, I. Mahmud ve Vahdettin gibilere kadar çok sayıda bestekâr-padişahın eserlerini ihtiva ediyor...

"Dinle neyden" diye başlayan Mesnevi'nin veya kulağınızın etkisiyle neyseverlerden iseniz, sizin için birden çok seçenek var... Hakkında bilinenler bir kaç esprisinden ibaret olan Neyzen Tevfik'in "Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer / Ömr-ü fâni gibidir, gün de geçer, dem de geçer" mısralarıyla başlayan 'Geçer' şiirini kendi sesiyle okuduğu CD'si (Kalan Müzik) çıktı sözgelimi. Neyzen'in neyle taksimleri ise tam bir müzik ziyafeti.

Bir diğer CD çalışması da, Süleyman Erguner'in müzik yönetmenliğinde hazırlanan, huzur veren seslerin şiir okudukları "Mevlâna Celâleddin Rumi: Ney'in feryadı" adını taşıyan CD. Yoğun işlerinize bir saatliğine ara verip bir kenara çekilerek ney sesleri eşliğinde dinleyeceğiniz beyitler üzerinde düşünmekle kimbilir ne derinlik kazanacaksınız! (Asır Ajans, Tel.: 212-445-8882; faks: 212- 445-9531)...

Daha çok Türk musikisi meraklısı yabancılar yararlansın diye çıkarıldığı belli olan bir CD'de, 'ney'in günümüzdeki üstad sanatçısı Niyazi Sayın'ın bazısı canlı kaydedilmiş icraları yer alıyor. Niyazi Sayın, dinleyeni tahayyül bile edemeyeceği ufuklara doğru bir seyahate çıkarıyor... (Mega Müzik, Tel.: 212- 522- 1555; faks: 212- 527- 4710).

Batı müziğine şartlanmış olanları musikimiz hakkında ileri-geri konuşmaya sevk eden, bu alandaki iflâh olmaz yaygın cehalet. Sanatın kalıcı olabilmesi için teorik çalışmalara ihtiyacı var.

Hüseyin Sadettin Arel'in başlattığı, Lâika Karabey'den Etem Ruhi Üngör'e emanet 'Musiki Mecmuası'nın bugünkü editörü Mehmet Güntekin'in, "Derginiz nefis" cümleme cevaben kulağıma fısıldadığı abone ve satış rakamı yüzümün kıpkırmızı olmasına yol açtı. Yurtdışında bile aboneleri bulunan kendi musikimize ait tek ilmî derginin sadece bir kaç yüz adet satıyor olmasından hepimiz utanç duymalıyız. Günümüz musikî uzmanlarının araştırmaları yanında, 1948 yılında çıkmaya başlamış derginin ilk sayıları ek olarak sunuluyor; bir dergiye abone olduğunuzda aslında iki dergi almış oluyorsunuz...

Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız bizim musikimize merakınız var demektir; o halde neden 'Türk Musikisi' dergisine abone değilsiniz? (Dergi ve Kaf Müzik bağlantısı için tel.: 212- 249-8885; faks: 212- 245-5942)


9 Eylül 2001
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED