|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sovyet İmparatorluğu'nun çökmesinden sonra dünyada tek süper güç olarak kalan ABD, önceki gün hepimizin neredeyse naklen izlediği patlamalarla sarsıldı… Ama sarsılan sadece ABD ve ABD'nin süperlik imajı olmadı… Binlerce masum insanın ölmesine neden olan o patlamalar, neredeyse bütün dünyanın ABD'ye bakışında da, dünyayı algılayışında da patlamalara yol açtı. ABD gibi dünyayı parmağında oynatan bir süper gücün de nasıl çaresizlik içinde kıvrandığını ve dünya harikası gökdelenler yerle bir olurken sadece seyredebildiğini gördük. Tabii, aslında hiç beklenmeyen ve düşünülmeyen böyle bir felaket karşısında başka da bir şey yapılamazdı belki… Dünyanın en güçlü haberalma ve güvenlik örgütlerine sahip bir ülkede neredeyse aynı anda 4 yolcu uçağının kaçırılması ve bu uçaklarla intihar saldırılarına girişilmesi kolay kolay akla getirilebilecek bir ihtimal olmasa gerek. CIA'nın ve FBI'ın haberi olmadan ABD'de bu boyutta bir eyleme girişilebilir mi sorusu, mutlaka birçok kafada yankılanıyor olmalı… Olayın büyüklüğü ve cüretkarlığı bir yana, bana göre, verdiği imajlar çok önemli. Bir kere bu boyutta bir eylem sayesinde, artık terörün herhangi bir sınırı ve gücü tanımadığını anlamış olduk. ABD gibi bir süper gücün bile, bu saldırı karşısında ezildiğini ve çaresiz kaldığını kabul etmek gerekiyor. Bu saldırı sayesinde, dünya üzerinde kurulan güce dayalı hakimiyetlerin de, uygarlık adaları olan süper şehirlerin de, dünya nüfusunun belli bir yüzdesinin sahip olduğu yüksek refah düzeyinin de pamuk ipliğine bağlı olduğunu gördük. Bugün 4 yolcu uçağını birden kaçırıp ABD'yi yerle bir eden, dünya ekonomisinı sarsan ve de daha sarsması beklenen böyle bir saldırıyla dünya gücü ABD'ye meydan okunabiliyorsa, yarın niye daha çarpıcı eylemler yapılamasın? Mesela, herhangi bir askeri depodan çalınan küçük bir atom bombasının, New York çapında bir şehre atıldığını düşünebiliyor musunuz? Bu olaydan sonra bunun da mümkün olabileceğini artık düşünmek lazım. Bu düşünce bile bence, artık dünyada sınırsız bir hakimiyetten, kontrolsuz bir güçten söz edilemeyeceğini bize anlatıyor. O nedenle ABD artık dünyanın tek hakimi sayılamaz. Onu ve diğer güçlü ülkeleri durup düşünmeye sevkedecek başka, görünmeyen bir güç var artık… Buna ister uluslararası terörizm diyelim, istersek başka bir isim koyalım, farketmez. İşte belki de bu nedenlerle birçok yorumcu, önceki günden beri, dünyanın artık çok farklı bir dünya olacağını söyleyip duruyor. O farklı dünyada, ABD Başkanı Bush, istediği kadar esip savursa ve bu eylemi yapan ve şimdiye kadar tanımlanamamış odaklara tehditler yollasa da boşuna. Artık ABD'yi de dize getirebilecek, ister terör, ister şer odakları diyelim, başka odaklar, başka güçler var. Bu saldırı bize öncelikle bunu anlatmış bulunuyor. Ve işin ilginç tarafı, bu odakların belli adresleri yok. Bu odakların yarın başka bir kimlikle, başka bir şekilde, dünyanın başka bir yerinde karşımıza çıkması sözkonusu olabilir. Belki bu gürültüde en büyük şüpheli olan Ladin'in barındığı ülke olarak Afganistan okka altına gidebilir. ABD'nin hışmına uğrayabilir. Ne bileyim, yine bu arada, ABD'nin yıllardır ortadan kaldırmayı istediği Saddam'a karşı yeni birtakım girişimleri olabilir. Ama sonuç değişmez. Böyle bir mesajın algılanabilmesi için kuşkusuz binlerce masum insanın ölmesi gerekmezdi. ABD'nin dünya çapındaki egemenliğine kafa tutmak için de bu kadar kan dökülmesini anlamak mümkün değil. Batılı yorumcular, devlet adamları ve medya organları, saldırıdan sonra yaptıkları açıklamalarda bunun aynı zamanda hür dünyaya yapılan bir saldırı olduğunu da söylediler. O hür dünyanın yanısıra gezegenimizde bir de başka dünya olduğunu ve o dünyada işlerin çok kötüye gittiğine nedense değinmediler. Milyarlarca insanın, açlık, sefalet, hastalık ve ölümle mücadele ettiğini yine görmezden geldiler… Hatta, geçtiğimiz hafta Durban'da yapılan Dünya Irkçılık Konferansı'nda dile getirilen bazı gerçeklere, bu hür dünyanın niçin kulak tıkadığına ilişkin de bir şey söylemediler. Hür dünya, uluslararası barış, yüksek refah seviyesi, uygarlık adaları, ışıltılı şehirler, sağlıklı toplumlar. Hepsi çok güzel… Ama dünyanın tamamında olursa daha da güzel. İşte bu nedenlerle belki de bu korkunç olaydan sonra herşey farklı olabilir. Daha adil bir dünya düzeni arayışları, belki bu tür felaketlere son vermez, ama azaltabilir. Bugünden itibaren an azından artık dünyanın elinde böyle bir fırsat var. Bakalım dünya, böylesine korkunç bir olay vesilesiyle ayağına gelen bu fırsatı kullanabilecek mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |