T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İmalat merdiven altına kaçtı

Ekonomik krize rağmen vergi yükünün giderek ağırlaşması, bugüne kadar namusuyla çalışan, devletine vergisini kuruşuna kadar ödeyen dürüst esnafı da kayıt dışı faaliyet göstermeye itiyor. Alınan bilgilere göre özellikle kenar semtlerde faaliyet gösteren bir çok imalathane, vergi ve sigorta masraflarından kurtulmak için geceleri çalışmaya başladı. Yanlış anlasılmasın, bu çalışma fazla mesai, daha çok kazanmak için daha çok çalışmak anlamına gelmiyor. Maliyeye müracaat ederek kapanış dilekçesi veren küçük üreticiler, bu şekilde kayıtdışı üretim yaparak, vergi yükünden kurtulmayı ve bu sayede ekmek teknesini ayakta tutmaya çalışıyor.

Kriz yüzünden satışları azalan, evine ekmek parası götürmekte zorlanan ve başka da yapacak bir işi olmayan esnaf, maliye ve sigorta denetmenlerinden kaçabilmek için gündüzleri imalathanelerini kapalı tutuyor, mesai saati bitiminden sonra tezgahlarını açarak çalışmaya başlıyor.

Bu gelişmeler son dönemlerde bazı ekonomistler tarafında da dile getirilmeye başlandı. Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyeleri Derneği'nin (MUFAD) geçtiğimiz hafta yapılan toplantısında konuşan maliye hukuku uzmanı Dr. Veysi Seviğ, küçük üreticinin içine düştüğü duruma dikkat çekerek, hükümetin vergi yükünü azaltması gerektiğini belirtmişti.

'Bitme noktasına geldik'

Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Mobilyacı Döşemeciler Odası Başkanı Kemal Gürel ise, kendilerine bu şekilde bir haber gelmediğini ancak, ekonomik şartaların insanları, ayakta kalabilmek için herşeyi yapmaya mecbur ettiğini söyledi. Mobilya sektörünün krizden en önce etkilenen, hareketlilikten de en son nasibini alan bir sektör olduğunu vurgulayan Güler, "İşler durdu. Esnafımız vergisini, kirasını ödeyemiyor. Çoluk çocuk sahibi insanlar. Geçinebilmek için belki gece başka yerde çalışacak, ikinci bir iş yapacak. Durum kötü. Eğer insanlar bu yola yönelmişse demek ki bitme noktasına gelmiş. Böyle devam ederse ülkemiz için hiç de iyi olmayan şeyler ortaya çıkar" dedi.

Bağ-Kur'dan emekli olmak için vekil bir dayın olacak

İstanbul'dan gazetemizi arayan Bağ-Kur üyesi bir okurumuz, Bağ-Kur'a tek kuruş borcu olmadığı, primlerini muntazam olarak yatırdığı halde tam 10 aydır emeklilik başvurusunun kabul edilmediğini söyledi. Okurumuzun anlattıklarına şaşırmamak elde değil. Ancak burası Türkiye... İsminin açıklanmasını istemeyen Bağ-Kur'lu, 1999 yılında kalp ameliyatı geçirdiğini ve bu yüzden 2000 yılında emeklilik talebinde bulunduğunu belirtiyor.

Okuyucunun bize anlattığına göre müracattan sonra iki kez kendisine Bağ-Kur'dan yazı geliyor. Ancak ondan sonra ne müracaatının kabul edildiğini, ne de kabul edilmeyeceğini öğrenebiliyor. Kurumu her gidişinde de, "Ankara'dan cevap gelmesi gerekiyor" ya da "Bir milletvekilini devreye sokmadan olmaz" cevabını alıyor. Oğlunu son bir ümitle Ankara'ya, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne gönderiyor. Oradan da bir sonuç alamıyor.

Bu arada Bağ-Kur'lu vatandaş bir de sağlık karnesi şokuyla sarsılıyor. Düzenli olarak hastaneye gidip, gelmesi, ilaç alması gereken Bağ-Kur'lu'nun karne vizesi dolduğu için kurumun sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Hem emekliliği kabul edilmiyor, hem primlerini yatırmaya devam ediyor, hem de sağlık hizmeti verilmiyor. Pes doğrusu...


13 Eylül 2001
Perşembe
 
YILMAZ YILDIZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED