|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bazı basın yayın organlarına çıkarak, "Tufan Mengi adına ihalelere girenleri korkuturdum" şeklinde konuşan Yılmaz Çelik'in yalanı ortaya çıktı. 1999 yılında İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Mengi'nin olaylarla ilgisi olmadığını söyleyen Çelik'in, bazı medya organlarına niçin çıkartıldığı merak konusu. Çek ve senet tahsilatı yapmak için Alican Kerimoğlu'nun Laleli'deki bürosuna gittiğinde silahı ile birlikte yakalanan ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan Yılmaz Çelik, 1998 yılında da kendisini Tufan Mengi ve Alican Kerimoğlu'nun azmettirdiğini ileri sürmüştü. Tetikçi Çelik'in, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada verdiği ifade aynen şöyle: "...... Alican Kerimoğlu bana ve arkadaşıma para verecekti. Arkadaşım Recep Çobanoğlu'na verdi, bana vermedi. Bürosuna gittiğimde tanımadığım üç kişi görünce silahıma sarıldım ve polis yakaladı." "Bana işkence yapıldı"
Yılmaz Çelik'in 16 Nisan 1999 tarihinde İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında tutanaklara geçen ifadeler sadece bunlar değil. Çelik, Mahkeme Başkanı Hasan Barut, Hakim Selahattin Çetin, Günay Güler ve Cumhuriyet Savcısı İlker Yaşar'ın huzurunda verdiği ifadede, ".....Tufan Mengi'nin bu olayla ilgisi yoktur. Polis aşamasında.. karakolda.. Organize Suç bürosunda bana baskı ve işkence yapıldı. Bu işkencenin tesiri altında, Mengi'nin olayla ilgisi olmadığı halde, onu da olaylar zincirine karıştırmak zorunda kaldım."
|
|
|
|
|
|
|