Rahmet ve mağfiret kapılarının açıldığı mübarek ayların ilk kutlu gecesi kucakladı bizleri. Dün gece, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (s.a.v) ana rahmine düştüğü Regaib Gecesi'ni, kutladık. Asırlarca evvel müjdelenen bu gecenin feyzine ulaşmak isteyen milyarlarca müslüman, bu geceyi ihya edebilmek için camilere akın etti, evlerini camiye çevirdi. Dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca Mü'mini tek yürek haline getiren bu gecede, eller bir kez daha Rabb'e açıldı ve dillerden rahmet duaları döküldü. Peygamberin müjdesiyle nûra gark olmak ve günahlarını affettirmek için... Şükürler olsun Allah'a (c.c) ki bir rahmet ikilimine daha sağ salim kavuştuk.

"Bu geceden gafil olmayın"

Receb ve şaban ayları, rahmet ayı olan ramazanı karşılayan aylar. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira receb ve şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi ramazan ayında her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Hz. Muhammed (s.a.v)'in receb ayının ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde, bu kandil gecesine mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı kabul edilir.

Dua ve mağfiret dileyin

Recep ayının ilk perşembe gecesini, gaflete düşmeden dua ve mağfiret nidalarıyla geçirmemizi tavsiye eden Hazreti Peygamberimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyordu: "O ayda bulunan ilk cuma gecesinden gafil olmayın. Çünkü o, meleklerin Regaip diye isimlendirdikleri bir gecedir. Kim recep ayının ilk perşembe günü oruç tutar ve o günün akşamla yatsı arası on iki rekat namaz kılarsa, (namazın keyfiyetini açıkladıktan sonra) Allahu Teala o kimsenin günahlarını bağışlar."