|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bilişim çağında dünya küçük bir köy haline dönmüş olsa bile, yine de çok büyük bir mekan gezegenimiz.. Televizyon haberlerini evlerinde izleyen Pakistanlı'lar, Nijeryalı'lar veya Türkler, New York ile Washington'u ölüme ve ateşe boğan terörist saldırıları, sanki yanıbaşlarında olmuş gibi hissediyorlar.. Ama yine de, hiçbirimiz ne New York'daydık, ne de Washington'daydık. Bu terör eylemleri karşısında ne hissedersek hissedelim, eğer Amerikalı değilsek, şu anda Amerika'lıların içinde bulunduğu ruh haletini de tam anlayamayız.. Nitekim Amerika'lılar da, "doğrudan savaş" tehlikesi ile yüzyüze bulunan dünya bölgelerindeki insanların ruh haletini anlayacak durumda değiller.. Amerika, iki Hint Başbakanı'nı öldüren terörist eylemlerin yansımalarını, Hindistan halkı kadar hissedebildi mi ki? Afganistan, 1979'da Sovyetler Birliği tarafından işgal edildiği zaman, Amerika ne yapmıştı? Amerika, cevap olarak, Moskova Olimpiyatları'nı boykot etmişti sadece.. Sonra da, Taliban'a ve direniş güçlerine, silah ve para desteği vermişti.. Bizde teröristler, "Mavi Çarşı"da insanların diri diri yanmaları için eylem koyarken, New York halkının yaşamında veya ruh haletinde bir değişiklik mi oldu? Yani dünya coğrafyası çok büyük.. 1969'da, Hindistan'ı ziyaret ederken, Batı Bengal'in Komünist Başbakanı Basu'yu, kendimizce sıkıştırmaya çalışmıştık.. Bir yıl önce, Çekoslovakya'yı Kızılordu tanklarının çiğnemesini ve Dubçek'in devrilmesini hatırlatıp sormuştuk.. -Siz de komünist bir politikacısınız.. Sovyet Komünizmi'nin Çekler'e yaptıkları sizi rahatsız etmiyor mu? Kalküta'daki makamından, bize bakıp gülmüştü Basu. -Prag nerede, Kalküta nerede.. O kadar uzaktaki bu olaylar, bizi hiç ilgilendirmiyor!.. BBC haberlerinde gördüm.. Hindistan'ın Bihar eyaletinde yaşayan bir Müslüman kadın, şöyle diyordu: -Biz haber izlemeyiz.. New York'ta olup bitenlerden hiç haberim yok!.. Yani işin bir yanı böyle.. Amerikalılar'ın veya Bush yönetiminin, dünyanın geri kalan bölümlerine ve özellikle Afganistan'a yakın bölgelerdeki ve Orta Doğu'daki insanlara, bu şekilde bakmaları da gerekiyor.. Baksanıza bizim Ecevit'e falan.. New York ve Washington'a yapılan terörist saldırılara karşı, refleks biçimindeki ilk reaksiyonları ne oldu?.. -Nihayet Amerika ve Avrupa, bizim terörizmden ne çektiğimizi anlayacaklardır!.. Yine de, bu coğrafi ve insani gerçeklerin "global ve siyasi gerçekler"i unutturmaması gerekiyor. Amerika şu anda dünyanın güç ve para merkezi.. Amerika, çağdaş Roma İmparatorluğu.. Ve Amerika öfkeli.. Hem de çok öfkeli.. Amerika 1990'da, Saddam Kuveyt'e saldırınca da öfkelenmişti.. Çünkü sonunda, tüm petrol kaynakları tehlikeye girebilirdi.. Amerikan ve dünya ekonomisinin boğazını sıkabilirdi Saddam! Suudi Arabistan da düşebilirdi sonunda.. Amerika'nın 1990'daki öfkesinin, 7-8 ay süren bir hazırlık sonunda, nasıl bir askeri harekatla noktalandığını, hepimiz hatırlıyoruz.. Ama bu defaki öfke, çok daha şiddetli.. Terörizm, "Amerikan hayat tarzı"nı, kendi evinde vurdu.. Amerika'nın, güvene ve istikrara dönük kalesinin duvarlarında, büyük gedikler açıldı.. Kaçınılmaz şekilde, Amerika öfkesini bir yere ve birilerine yöneltecek.. İsterseniz uzak olun Amerika'ya, isterseniz haberleri izlememiş olun.. Eğer kısa sürede, bu eylemleri azmettirenler yakalanmazsa, haritalar değişebilir, bazı rejimler devrilebilir. Amerika gerçekten çok öfkeli ve kararlı.. Bunu bilmekte fayda var!.. ŞAKA
Bu mektubu yazarken ben...
Bizimkiler, son terörist eylemlere karşı Amerika'nın vereceği hesapsız cevapların tehlikeli sonuçlarını, Başkan Bush'a yazılacak bir mektupla anlatmaya karar vermişler.. Ben olsam, rahmetli Yıldırım Gürses'in "Son Mektup" şarkısının diskini de eklerdim bu mektuba. "Bu mektubu yazarken ben- Saadetler diliyorum" diye bitirirdim mektubu.. HASSAS KONULAR
Bülbülün çektiği dilinden!
Özellikle Batı kamuoyu, pek bilmedikleri bir dünyanın kavramlarını anlamaya çalışıyor.. Aynı şekilde, İslam dünyası da Batı'daki kavramları doğru anlama çabasında.. Bir anlamda, teröristler ve eylemciler sadece uçak kaçırmıyorlar.. Bazan dil ve kavramlar da kaçırılıyor.. İngiliz yazar Roger Hardy, "Haçlı Seferi", "Cihad", "Fetva" gibi kavramları bu açıdan incelemiş.. İslam dünyasına göre "Haçlı Seferi", yani "Crusade", İslam dünyasına yönelen bir hareketin adı.. Oysa günlük konuşmalarda, artık "Haçlı Seferi", "topyekûn kampanya" anlamında kullanılıyor.. Örneğin Ralph Nader, "Tüketicinin Haçlı Seferi" ile (Consumers Crusade), büyük şirketlere karşı kampanya açtı Amerika'da.. Bunun gibi "Cihad"ı, "Savaş İlan"ı, "Fetva"yı da "Ölüm kararı" gibi alıyor Batı dünyası.. Oysa "Cihad", insanın ve toplumun kendisini geliştirmesi için başlatılan kampanyaya da denilir.. "Fetva" ise, İslam'daki ulema ve hükemanın, çeşitli konulara, din açısından bakış açısını içeren içtihatın adıdır.. Özetle, insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır.. Ama çağımızda, farklı kültürler bazan koklaşacak bile ortam bulamıyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |