|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yazıyor, yazıyor eski İstanbul'u yazıyor...
Basiretçi Ali Efendi'nin Kitabevi'nce kitaplaştırılan "İstanbul Mektupları", eski İstanbul'a ait olan herşeyi; sokağı, konuşma konularını, ekmek-şeker fiyatlarını... tatlı bir dille bugüne taşıyor. Basiretçi Ali Efendi'nin 1870-1878 yılları arasında kendi çıkardığı Basiret gazetesinde Şehir Mektupları başlığı altında yazdığı günlük yazılar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim elemanlarından Dr. Nuri Sağlam tarafından ilk defa yeni harflere aktarılarak İstanbul Mektupları adıyla Kitabevi Yayınları arasından çıktı. Şehir mektubunu diğer mektup türlerinden farklı kılan en önemli özellik, bugünkü anlamıyla açık mektup oluşudur. Çok geniş bir muhtevaya sahip olan şehir mektubunun ana malzemesi şehri ilgilendiren bütün meselelerdir. Dolayısıyle sosyal hayatta, özelde İstanbul'da insanı ilgilendiren olumlu ve olumsuz ne varsa şehir mektubunda ele alınır. Bunların sebep ve sonuçları üzerinde durulur, toplum için faydalı olan durumlar tasvip edilir, zararlı olan durumların ortadan kaldırılması için insanlar ve yöneticiler uyarılır. Ali Efendi, İstanbul'un o döneme ait sorunlarını başka hiçbir kaynakta ifadesini bulmamış bir genişlikte, bütün çıplaklığıyla bu mektuplarda dile getirmektedir. Bu mektupların muhtevasına baktığımızda problemler açısından o dönemle şimdiki yaşadığımız dönem arasında pek farkın olmadığını görmekteyiz. Bu mektuplarda neler mi var? İşte size yüzlerce konu başlığından birkaç tanesi: Arabacılar, bakkallarda gaz satışı, Beyazıt gezintileri, Beyoğlu geceleri, eğlence yerlerinin durumu, vapur kazaları, cami görevlilerinin maaşları, çekirge istilası, davulcu çingeneler, çeşmeler, deniz hamamları, çöpler ve sokakların temizliği, kıraathaneler, ekmek, odun ve kömür fiyatları, seyyar satıcılar, sokak köpekleri, kendisini Müslüman bir hocaya okutan Ermeni papaza gösterilen tepkiler, tarihî eserlerin korunması, fahişeler, falcılar gibi çoğu günlük hayatta dikkat çekmemekle beraber hayatın ayrılmaz parçası olan meseleler. Bunlardan birisi Müslüman mezarlıklarının o günkü durumuyla ilgili. Geçtiğimiz günlerde işadamı Üzeyir Garih'in öldürülmesiyle ilgili olarak gündeme gelen mezarlıklar 1870'lerde Ali Efendi'nin gözüyle bakın nasıl anlatılıyor: "Kabristanlarımız dahi nezafet cihetiyle ağlanacak derecededir. İstanbul'da ve Üsküdar'da ne kadar kabristan varsa kâffesinin (hepsinin) etrafı açık, içlerinde hayvanlar geziyor. Bunlarda kimler yatıyor? Bir zamanlar fethiyle muahharen (sonradan) imarı için ne kadar can feda eden ecdadımız, bize bu vatanı terk eyleyen babalarımız.. din ve vatan karındaşlarımız yatıyor. Yahu dikkat edelim." (s. 302) Eseri diline dokunmadan, sadeleştirmeden olduğu gibi bugünkü dile aktaran Dr. Nuri Sağlam, kitabı beş bölüme ayırmış: ön söz mahiyetindeki bir Takdim, Ali Efendi'nin Hayatı, 261 adet İstanbul Mektubu, başlık indeksi ve ayrıntılı indeks. Eski İstanbul hayatını merak edenlerin, sevenlerin kütüphanelerini zenginleştiren kitapları ihmal etmeyen Kitabevi, Basiretçi Ali Efendi'nin "İstanbul Mektupları"ndan önce de Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in "Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı"nı yayınlamıştı. Kitabevi / Tel: 0212 512 43 28
Şehir Mektupları'nı o başlattı
1838'de doğan ve kısa bir devlet memuriyetinden sonra 1870'ten itibaren Basiret'i çıkarmaya başlayan Ali Efendi, dönemin önde gelen gazetecilerinden biriydi. Bir ara adı meşhur Çırağan Baskını'na da karışmış, 1878'de gazetesi kapatılarak kendisi de sürgüne gönderilmişti. Basiretçi Ali Efendi, matbuat hayatımızda Ahmet Rasim'den önce Şehir Mektupları geleneğini başlatan gazetecidir. Ancak arada bir fark vardı: Ahmet Rasim konulara daha "mizahi" yaklaşırken o 'ciddi' bir tutum sergilerdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |