Dursun Uyar Yozgat'ın kahramanı

Yozgat'ın "Yimpaş"la özdeşleştiğini geçtiğimiz yazımda ifade etmiştim. O yazımı merkeze gönderdikten sonra Yozgat'ın cadde ve sokaklarında gezerken halkın Yimpaş'la ilgili görüş ve düşüncelerini aldım... Hatta Yozgat ilinin lider konumundaki önemli isimleri ile bu konuda fikir alışverişinde bulundum... Daha sonra Yimpaş'a ait tesisleri gezdim, önemli tesbitlerim oldu.

Anadolu insanının rahat bırakılması, önüne geçilmemesi, hızının kesilmemesi neticesinde neler yapabileceğini, hangi başarılara mührünü vurabileceğini gördüm. Dursun Uyar'ı Yozgatlılar'ın "bir kahraman gibi" bağırlarına basmalarındaki haklı gerçeği müşahade ettim.

Yimpaş, Anadolu insanının "yaparsa en iyisini ve en güzelini yapar" tezini gündeme getirmekle, bazı kirli beyinlerin, art düşünceli kişilerin çemkirmelerine aynı zamanda cevap da vermiş oluyor.. Çünkü Yimpaş'ın fabrikaları, üretim alanları, sosyal tesisleri ve diğer halka hizmet sunan tüm yan kuruluşları, Avrupaî bir tarzda modernize edilmiş, göğsümüzü kabartacak nitelikte bir idare yapısı var.. Çalışanlar özenle seçilmiş, herkes işinin erbabı. Zaten böyle olmasaydı, bunca başarı gelir miydi?

Gidip geldiğim ve gördüğgüm tüm illerde dikkatimi çeken bir husus oldu, "Yimpaş'ın dinlenme yerleri ve özellikle restorantları çok mükemmel." Ancak, Yimpaşlılar (her nedense) bu cenahtaki faaliyetlerinin tanıtımını iyi yapamıyorlar, halkın bilgisi ve hizmetine sunamıyorlar. Yozgat'ın doğu çıkışındaki tesisleri, özellikle de otelleri Avrupalı'ya kafa tutacak nitelikli, bir o kadar da ucuz.. Fakat geçen haftaya kadar ben bile bilmiyordum böyle bir tesisin olduğunu... Okuyucularıma tavsiye ediyorum, mutlaka bir-iki günlerini bu tesislerde çoluk çocukları ile geçirsinler.

Yozgat'ta başlatılan "sanayi hamlesi" maalesef ülkemizi saran ekonomik kriz nedeniyle "sekteye uğramış." Festival alanındaki sanayi ve ticaret fuarında yer alan birçok üretici firma yetkilisi, "Yozgatlı üretim, özellikle de küçük ölçekli sanayide hayli yol kat etmişti. Ne yazık ki hükümetin yanlış politikaları yüzünden sıkıntıya girdik, moralimiz bozuldu, heyecanımız kayboldu" demek suretiyle kanayan yaraya işaret ediyorlar.

Boğazlayan'da faaliyet gösteren, süt ve süt mamülleri imal eden Yalçın Kardeşler'den Uğur Yalçın iktisadi görüşlerini aktarırken önemli mesajlar veriyor: "Biz 6 kardeşiz... 1998 yılında OHAL imkanlarından yararlanarak Boğazlayan'da süt ve süt ürünleri imal eden fabrikamızı kurduk. Yüzde yüz kapasite ile çalışması halinde 100 ton ürün pazara sürme kapasitemiz varken, % 15 kapasite ile çalışıyoruz. Bizim çalışmamız ve üretimimiz yalnız bizi değil, aynı zamanda çiftçiyi, köylüyü de ilgilendiriyor. Hayvancılıkla iştigal eden köylülerimizin sütlerini bizzat köylere kadar gidip (ayaklarından) 170 liraya alıyoruz. Ayrıca bu toplama işini yapan kamyonetçiler var ki, onlar da rızıklarını temin etme bakımından bizim başarımıza endeksli bir çalışma yapıyorlar.. Yani bizim fabrikamız ne kadar çok üretim yapar ve pazarlarsa köylüler de (hayvancılık yapanlar da), kamyonetçiler de, fabrikada çalışan işçiler de mutlu olurlar ve kazanç sağlarlar.

Biz işe hızlı başlamıştık.. Doğrusunu söylemek gerekirse "hızımızı kestiler." Tabiî ekonomideki bu olumsuzluk tam 1990 yılından itibaren başladı; bu hükümetin tedbir almaması ve halkı hiçe sayması sonucu maalesef ekonomimiz batma noktasına geldi. İzninizle şu ifadeyi kullanabilir miyim?.. "Özal gitti herşey bitti." Ekonominin yeniden düzlüğe çıkması için Özal gibi bir lidere ihtiyaç var.. Doğrusunu söylemek gerekirse bu gücü biz (Lütfullah Kayalar'da görüyoruz.. Geçen hafta burada ANAP Genel Başkanlığı için aday olacağını açıkladı, kendisini destekliyoruz. Maddi ve manevi olarak emrindeyiz."