T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Yükselen yıldız

Daha bir kaç sene öncesine kadar Türkiye'nin Avrasya'da yükselen bir yıldız olduğu söylenirdi. Bazı siyasi liderlerimiz hızını alamayıp bu söylemi "Adriyatikten Çin seddine kadar" uzatıvermişlerdi.

Hatta önümüzdeki yüzyılın bir "Türk asrı" olacağını iddia edenler vardı.

Güzel günlerdi doğrusu, bir mâl-i hulya içinde geçen günler [Bir de futbolun kitleleri uyuttuğu söylenir].

Daha sonra yaşadıklarımız geç de olsa "uykudan fena halde uyanmamıza" sebep oldu. Bütün bunlardan geçtik paçayı kurtarmak nasip olsaydı keşke.

Paçamızı o pembe günlerde girdiğimiz borçlar yakalamış bırakmıyordu. Borçlar kartopu misali dağdan yuvarlandıkça büyümüş bir "çığ" olmuş, vatandaşı altına almış ezdikçe eziyordu.

Bu yılın bütçesinde vergi gelirlerinin tümü borçların faizini dahi ödemeye yetmiyordu. İşte bu süreç içinde sadece futbol Avrasya'nın yükselen yıldızı Türkiye'yi temsil edebildi.

Fatih Terim'in Galatasaray'ı, başarıdan başarıya koştu. Milli Takım ha-kezâ.

Geçen zaman içinde Türkiye'de yetişen futbolcular dünyanın önemli takımlarına transfer oldular. Dünyanın önemli takımlarından [yaşları biraz geçkince de olsa] önemli futbolcular Türk takımlarına transfer oldu.

Bu başarılar en çok gurbette sürekli ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören gurbetçilerimizi sevindiriyordu.

Avrupa'nın bir yerinde maçımız mı var; toplanıp geliyorlar, var güçleri ile takımımızı destekliyorlardı.

Futbolun yıldızı bu ekonomisi çöken ülkede nasıl parladı?

Eğri oturup doğru konuşalım.

Bu süreçte futbola çok yatırım yapıldı. Çamur sahalar yurdun dört bir yanında yerlerini çim sahaya terketti. Futbolcular diğer çalışanların hayal edemeyeceği transfer ücretleri aldılar. Erzurumspor, Vanspor gibi takımlar birinci lige yükseldi. Yurt çapında milletin tek avuntusu neredeyse futbol oldu. Futbol sevmeyenler bu duruma kızıyor. Ama lütfen insaflı olalım. Pek çok insan da pop yıldızlarına, televole profesörlerine, ekranlardan inmeyen islâmcı-yazarlara; ve en önemlisi neredeyse ülkenin bütün nüfusu siyasî liderlere, politikacılara kızıyor. Bırakın şu futbol denilen meret her on kişiden altısının depresyonda olduğu ülkede "sinir ilacı" yerine geçsin.

Şimdi elli sene sonra. Milli Takımımız ilk kez Dünya Kupası'na katılma fırsatını yakaladı.

Yarın oynanacak maçın bitiş düdüğü çaldığında, eğer istediğimiz neticeyi alırsak milletçe bayram edeceğiz.

Bayram edeceğiz de ne olacak?

Aç midelerimiz mi doyacak?

İç ve dış borçlarda, enflasyon da bir gerileme mi vücut bulacak?

Elbette ki hayır.

Bir an için yüzümüz gülecek. Evet acı acı güleceğiz. Başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda orada ülkenin yükselen tek yıldızını "futbolu" göreceğiz.

Bu nedir? Bu bir avutdur. Evet. Lakin felakete uğrayanları avutmak da kötü bir şey değildir.


13 Kasım 2001
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED