ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, henüz çok genç.. Sadece 38 yaşında.. Bu yüzden olup bitenleri anlayamıyor..

Baksanıza, İzmir'de ANAP örgütü ile toplantı yaparken söylediklerine..

-Ben 38 yaşındayım.. Siyasetçiler kalkınmayı hep köyden başlatacaklarını söylerler.. Ecevit de, 30 yıldır kalkınmayı köyden başlatacaklarını söylüyor.. 38 yaşına geldim.. Hâlâ kalkınmanın köyden başlayacağı söyleniyor. Türkiye'nin köylerinin, köylülerinin haline bakın..

Erkan Mumcu, daha da ileri gitmiş 38 yaşının çocukluğu içinde..

Şunları da söylemiş..

-Türk köylülerinin haline bakın, bir de 38 yıldır siyaset yapan ve koltuklarını hiçbir biçimde terketmeyen bu siyasetçi zümresine bakın.. Bir siyasetçinin, hele hele bir başbakanın, "Kalkınmayı köyden başlatacağım" diyen başbakanın, bırakın 21'inci yüzyıl başbakanı olmayı, 20'inci yüzyılı anlamış olmayı, 19'uncu yüzyılı anlamamış olduğu aşikardır.

İşte böyle çocuk yaşta politikaya girilirse, insan hatalar da yapar.. Erkan Mumcu, 38 yaşının saflığı içinde, nasıl anlayabilir ki "Türkiye gerçekleri"ni?

Bakın daha neler demiş?..

-Utanmadan köylüyü kandırıyoruz.. Her sene köylüler daha sefil vaziyette.. Tarımın toplumdan aldığı pay azalıyor ama tarım toplumu azalmıyor. Bundan daha büyük bir yalan yoktur. Bundan daha bayağı yalan yoktur. Ama siyasetçiler bunu söylerken utanmıyorlar, yüzleri kızarmıyor ve maalesef bizim insanımız bunlara itibar ediyor..

Erkan Mumcu'nun "deneyimsiz bir çocuk" olduğu sözlerinden belli.. Herhalde bakanlık yaparken de, evcilik oynadığını sanıyordu..

Ya diğer çocuk Mehmet Ali İrtemçelik'in, NTV Kanalı'nda, Avrupa Birliği ve Kıbrıs bağlamında söylediği hafif sözlere ne demeli?

İşte, politikaya çoluk-çocuğun girmesine göz yumulursa, böyle sözler duyulur.

-Avrupa Birliği, Türkiye'nin büyük projelerinden biridir.. Bu bizim için bir uygarlık yürüyüşüdür.. Avrupa Birliği bizim peşimizden koşmuyor. Biz bunu istiyoruz.. Oraya katılma talebinde bulunan biziz..

Mehmet Ali İrtemçelik de, çocuk yaşına rağmen bakan yapılmış..

Şimdi de böyle çocukça konuşuyor işte..

-10 Aralık 1999'da Helsinki Zirvesi yapılırken, Avrupa Birliği bütün adaylara önerdiği şartları bizim önümüze de getirdi. Bunu kabul ettik.. 12'nci paragrafta, Kıbrıs da vardı, Ege de vardı.. Bunları kabul ettik.. Bunlar Avrupa Birliği'nin pozisyonlarıydı.. Kabul etmeseydik, onlar orada duracaktı.. Ama biz kabul ettik..

Sonra olanları nasıl anlayabilir ki Mehmet Ali İrtemçelik gibi, çocuk yaşındaki deneyimsiz bir politikacı?..

Helsinki Metni'ni imzala.. Sonra, "Ulusal Program" diye, kendince bir metin hazırla.. Ve arkasından da, "Kıbrıs Avrupa Birliği'ne girerse, kıyamet kopar" diye görüşler açıkla..

Biz de, bu iki politikacı-çocuk tarafından açıklanan görüşleri dinleyince, şunu öneriyoruz..

Eğer gençlerin ve çocukların siyasete heveslendirilmesi amaçlanıyorsa, bunlar için "23 Nisan kabinesi" oluşturulsun..

Ecevit gibi oturaklı politikacılar, 364 gün esip savursunlar.. Köy-kentler kursunlar.. İMF'ye sürekli borçlanıp "esenliğe çıkıyoruz" desinler..

Ama Erkan Mumcular, Mehmet Ali İrtemçelik'ler, Sema Pişkinsüt'ler falan, 23 Nisan Çocuk Bayramları'nda dilediklerini söylesinler..

Biz Ecevit'siz yaşayamayız..

Onsuz esenliğe çıkamayız ki..

KLERİDES-ECEVİT

Türkiye nerede, Kıbrıs nerede?

Avrupa Birliği'ne üye olmak için bekleyen 12 aday ülkeden biri Türkiye, diğeri de Kıbrıs.. Geçen hafta, bu üye ülkelerle ilgili AB Komisyonu raporları açıklandı..

"Türkiye Raporu"nun içeriğini hatırlatmayalım.. Biz "kendimiz"i, onlardan daha iyi biliyoruz..

Peki ya "Kıbrıs Raporu" nasıldı?..

AB Komisyonu, "31 konu"dan 23'üne "geçer" not vermiş..

Ekonomi iyi.. Çevre koşulları iyi.. Demokrasinin istikrarı iyi.. Yönetim-vatandaş ilişkileri iyi.. Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi iyi.. Güvenilir ve bağımsız yargı iyi.. İç güvenlik iyi.. Trafik güvenli ve kurallı.. vb..

AB, Kıbrıs'ın yapması gereken 8 konudaki düzeltmeleri vurgulamış..

Banka denetleme ve kara para aklama sorunları devam ediyor.. Limanlar ve havuz alanları, güvenlik kontrolları açısından zayıf.. Gümrüklerde kontroller zayıf..

Evet.. Durum böyle..

Ne dersiniz?

AB Komisyonu'nun "Türkiye Raporu"nun, "Kıbrıs Raporu"na benzemesini istemez miydiniz?

Diyoruz ki.. Laf ebeliğini ve hamasi konuşmaları bırakalım..

Klerides, Ecevit'ten daha başarılı..

Bizimki, hâlâ "esenliğe çıkmak"tan söz ediyor.. Onlar önce Yunanistan, arkasından Kıbrıs olarak, esenliğe çıktılar bile..

ŞAKA

Başbakan olacak adam!..

İki ihtiyar konuşuyorlardı.. -Söyle be Ali.. Senin de hafızan benimki gibi zayıfladı mı? Öyle bir hale geldim ki, dün akşam yediğim yemeği hatırlamıyorum..

İkinci ihtiyar, arkadaşına cevap verdi..

-Söyleme be Veli.. Benim hafızam öylesine zayıfladı ki, geçenlerde ölen sen miydin, kardeşin miydi, hep karıştırıyorum bunu..

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu