|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Türkiye'nin, gerek içerde ve gerekse jeopolitik olarak, gelecekteki doğrultusu bölge (Avrupa) ve Amerikan ve Batı çıkarları üzerinde temel bir etkiye sahip olacak. Değişken siyasi dinamikler, kimlik, etnisite ve dinin kamu yaşamındaki rolü üzerindeki tartışmalar; ve sivil toplumun daha da gelişmesi Türkiye'nin iç gündeminde ön sıraları kaplayacak. Türkiye'nin AB üyeliği yolu uzun ve zor olacak ve AB üyesi ülkeler Türkiye'nin adaylığını sadece ekonomik performansı zemininde değil, bu kapsamlı gündemiyle nasıl başa çıktığını gözönüne alarak değerlendirecekler. Türkiye'nin başarısının bir bölümü, büyüyen bir özel sektörün Türkiye'nin reform çabalarını ve Batı'ya tam anlamıyla entegre olma hedefini ilerletebilmesine dayanacak. NATO'nun Balkanlar'daki ilişkisi ve güney Avrupa'da beklenen genişlemesi Türkiye ile Batı arasındaki bağları arttıracak. Tarihinin, yerinin ve çıkarlarının gereği, Türkiye kuzeydeki -Kafkasya ve Orta Asya- güney ve doğudaki -Suriye, Irak ve İran- komşularını dikkatle izlemeye devam edecek. Türkiye, bu bölgelerdeki bu ülkelere yönelik politikalar geliştirdikçe, ulusal güvenlik gündemine tek başına hiçbir konu hükmedemeyecek. Bundan ziyade, Ankara kendisini , -iç ve devletlerarası çatışmalara hangi politikayı uygulamak gerektiği dahil olmak üzere, bölgesel rekabetlerle, kitle imha silahlarının yayılması konularıyla, enerji ulaşımı ekonomisi ve politikalarıyla ve sular üzerindeki haklarla uğraşmakla karşı karşıya bulacak." Bu satırlar, 'Küresel Trendler 2015' raporunun Türkiye'ye ilişkin gözlemleri. Rapor, CIA yayınlarından piyasada. Aralık 2000'de üzerindeki son rötuşları yapılmış ve yakın geçmişte yayınlanmasına karar verilmiş. Elbette, 11 Eylül 2001 öncesinde hazırlanmış olmasının bütün 'gedikleri'ni üzerinde taşıyor. Ancak, ardında yaygın Amerikan 'akademik' emeği ve çalışması bulunduğu için yine de değer ifade ediyor. Raporun hazırlanmasını koordine eden NIC (National Intelligence Council-Ulusal İstihbarat Konseyi); yani CIA'nın 'analiz' bölümü. Söz konusu raporun hazırlanmasında NIC, sivil toplum örgütleri ve uzmanlarla yakın ilişki içinde çalışmış. Gelecek alternatifleri ve bunlara ilişkin saikler hakkında iki atölye çalışması yapılmış. Çalışmanın her bölümüne üniversiteler ve özel sektör katılmış ve demografiden bilim ve teknolojideki gelişmelere, küresel silah pazarından bunların Amerika'ya etkilerine uzanan geniş bir alanda ortaya konulan bulgular tartışılmış. Raporun hazırlanmasında Georgetown Üniversitesi, Maryland Üniversitesi, Londra'daki Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü, Amerikan Deniz Harbokulu, Ulusal Savunma Üniversitesi ve çeşitli think-tanklar, bu arada Rand Corporation, MITRE Corporation, Carnegie, Cambridge Energy Research Associates, Potomac Institute, Brookings Institution vs., herbiri ayrı konular ve konu başlıklarında rol almışlar. Washington'un yanısıra San Francisco ve Los Angeles, Santa Monica, Newport gibi değişik mekanlarda söz konusu çalışma yürütülmüş. Türkiye'ye, upuzun ve son derece kapsamlı bu raporda 'Major Regions' (Başlıca Bölgeler) bölümünde, 'Avrupa' başlığı altındaki 'European Union: Members and Aspirants' ('Avrupa Birliği: Üyeler ve Girmeyi Arzulayanlar') alt başlığında yer verilmesi dikkate değer. Türkiye, bir de 'Ortadoğu' başlığı altında tek kelimeyle yer alıyor. O paragraf şöyle: "2015'de, İsrail komşularıyla sadece sınırlı toplumsal, ekonomik ve kültürel bağlara sahip bir soğuk barış elde edecek. Bir Filistin devleti olacak, fakat Filistin-İsrail gerginlikleri devam edecek ve zaman zaman krizler patlak verecek… Coğrafi bölgeler arasında, bu arada Kuzey Afrika ile Avrupa arasında (ticaret); Hindistan, Çin ile Basra Körfezi arasında (enerji): ve İsrail, Türkiye, ve Hindistan arasında (ekonomik, teknik ve Türkiye'ye ilişkin olarak güvenlik kaygıları) yeni ilişkiler ortaya çıkabilir." 'Ortadoğu' başlığı altında bir de 'Küreselleşme' ve daha sonra 'Siyasi Değişim' alt başlıkları yer alıyor. Türkiye'nin adı geçmeyen bu bölümler şöyle: "Küreselleşme. İsrail hariç, Ortadoğu ülkeleri küreselleşmeyi bir fırsattan ziyade meydan okuma (tehdit) olarak görecekler. Görece yüksek maliyet nedeniyle İnternet küçük bir elitin elinde sınırlı kalacak olmakla birlikte; gelişmemiş alt yapılar ve kültürel engeller, enformasyon devrimi ve diğer teknolojik ilerlemeler; beklentileri yükselterek, gelir eşitsizliklerini arttırarak ve rejimlerin enformasyonu kontrol edebilme ve kamuoyunu biçimlendirme gücünü eriterek, Ortadoğu'da net biçimde istikrarsızlaştırıcı etkide bulunacak. Doğrudan yabancı yatırım çekmek de zor olacak. Enerji sektörü dışında kalan yatırımcılar, hantal devlet kuruluşlarının yükünden, ağır ve keyfi devlet mevzuatı, gelişmemiş finans sektörleri, yetersiz fizik altyapı ve siyasi istikrarsızlık tehdidinden cayarak, bu ülkelerden uzak kalma eğiliminde olacaklar. " Bu paragrafın hemen altında yer alan 'Siyasi Değişim' paragrafı da ilginç: "Birçok Ortadoğu hükümetleri ekonomik yeniden yapılanma ve hatta daha da geniş siyasi katılımın gereğini kabul ediyorlar, ama yönetimlerini yitirebilme korkusuyla ama çok ihtiyatlı ve ağır hareket edecekler. Bazı hükümetler ve sektörler yeni ekonomi ve sivil toplumu kucaklarken, diğerleri daha geleneksel paradigmalara sarılacaklar ve devletlerin kendi içinde ve devletlerarasında dengesizlikler büyüyecek. Çoğulcu olmaya başlayan ve yerleşik laik seçkinlerin cazibelerini kaybettikleri devletlerde İslamcılar iktidara gelebilirler." Unutmayın; bütün bu 'öngörüler', 2015'e ilişkin. Unutmayın; 11 Eylül 2001'den önce ve o gelişme hesaplanmadan yapıldılar. Yine de, ardında Amerikan istihbarat bilgileri, Amerikan sermayesinin eğilimleri ve muazzam Amerikan entellektüel birikimi olduğunu unutmayın…
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |