|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Soluk kesen yıldızlar geçidi
Solukları kesecek bir hırsızlık filmi izlemeyeli epeyce olmuştu. Hollywood'un üç kuşaktan üç dev ismini buluşturan Komplo, çağdaş bir polisiye-gerilim filmi. Sinemaseverler bu hafta gösterime giren Frank Oz imzalı 'The Score / Komplo' ile düzeyli bir polisiye-gerilim örneği izleyebilecek. Komedi filmleriyle adını duyuran Frank Oz'un, komedi dışına çıktığı ilk filmi Komplo, üç kuşağı cezbedecek Hollywood yıldızlarıyla dolu.
Üç kuşağın yıldızları
70'lerin yetiştirdiği efsanevi oyuncu Marlon Brando, 80'lerin adından en çok sözettiren karakter oyuncusu Robert DeNiro ve 90'ların Yale mezunu kalburüstü oyuncularından Edward Norton Komplo'da birlikte kamera karşısına geçiyorlar. Her yaştan izleyicinin sırf oyuncu kadrosu için bile izleyebileceği bir film Komplo. Ama sadece bu kadar değil elbette. Beyaz perdenin en ünlü ve en eski hırsızlarından Arsen Lupen kadar zeki, kurnaz ve yaş tahtaya basmayan karizmatik bir 'hırsız' tiplemesiyle karşılaşmayalı epey olmuştu. Bazı yönleriyle Arsen Lupen'i anımsatan Robert DeNiro, The Score'da ihtiyatlı, zeki, kararlı, gözü pek ve elit zevkleri olan usta hırsız tiplemesiyle 70'li yılların atmosferine götürüyor izleyiciyi. Klasik polisiye-gerilim unsurlarının tüm özelliklerini taşıyan Komplo, yüksek dozlu aksiyon sahneleriyle izleyiciyi yormayan, seyircinin film boyunca heyacanını dozunda tutan ve filme motive olmasını sağlayan bir yapıt. Üç yıldız oyuncu içinde filmin asıl başarısını göğüsleyen ise her türden rolün üstesinden gelebilecek Hollywood'un aranan karakter oyuncusu Robert DeNiro.
Solukları kesecekDünya sinema tarihinin son 30 yılına damgasını vuran iki büyük sinema yıldızı ve oyunculuk geleceği hakkında şimdiden öngörüde bulunulabilecek genç aktör Edward Norton, konusu açısından aslında son derece bilinen bir senaryoyu, oyunculuk yetenekleriyle izleyiciyi pür dikkat filme kilitleyecek bir yapım haline getirmiş. Filmin eksik kalmış denilebilecek tek yanı, Nick gibi uluslararası çalışan bir hırsızın uğruna hırsızlığı bırakacağı kız arkadaşıyla arasındaki ilişkinin yeterince irdelenmemesi. Angela Bassett filmde bir iki defa görünmekle yetiniyor. Ünlü hırsızın hayatını değiştiren kadın üzerinde biraz daha fazla çalışılabilirdi.
Bir hırsız jübile yapmak ister, ancak...
Nick Wells ( Robert DeNiro) Amerika ve Avrupa'da önemli soygunlarda bulunmuş ama kendi bölgesi Montreal'de hırsızlık yapmamış prensip sahibi bir hırsızdır. Hostes arkadaşı Diane'la (Angela Bassett) düzenli bir hayat kurmaya karar veren Nick, görünürde Montreal'in en elit caz klüplerinden birini işletmektedir ancak Diane'ın Nick'in bu teklifi için bir şartı vardır: Nick'in hırsızlık tutkusuna son vermesi. Ancak Nick'in yapacağı hırsızlıkları ayarlayan milyoner arkadaşı Max (Marlon Brando), Nick'den Montreal Gümrük Binası'nda bulunan paha biçilmez bir asayı çalmasını istemektedir. İlk önceleri kararsız olan Nick, daha sonra 22 yıllık meslek hayatının
jübilesini bu büyük soygunla yapmaya karar verir. Ancak jübile onun meslek hayatında ilkleri yaşamasına neden olacaktır; ilk defa kendi bölgesinde çalışmak zorunda kalan Nick'in spastik özürlü bir insan taklidi yapan ve Montreal Gümrük Binası'nda kendine iş bulmayı başarmış Jack Teller'la (Edward Norton) birlikte çalışması gerekmektedir. Bina ve asa hakkında bütün detayları öğrenen Jack'in güvenlik sistemlerini bertaraf etmede ustalaşmış Nick'in tecrübe ve yardımına ihtiyacı vardır. Nick'i, bu işin sonunda hırslı ortağı Jack'in bir kumpası beklemektedir. Fakat tabii ki deneyimli hırsızımız, çaylak hırsıza külahını ters giydirmeyi başaracaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |