|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Karakola düşen kadının önce giyimine bakan polis, ailevi nedenlerle gelen kadınlar hakkında işlem yapmayıp ikna metodunu kullanırken, 'hırsızlık, yankesicilik' gibi suçlardan gelenleri ise adliyeye sevk ediyor
Polisin, karakola düşen sanık veya mağdur kadının önce giyim kuşamına baktığı, ailevi nedenlerle gelmişse hakkında herhangi bir işlem yapmayıp ikna metodunu kullanarak evine göndermeye çalıştığı, "hırsızlık, yankesicilik ve fuhuş" gibi suçlardan gelmişse, "Yine mi sen?" deyip bıkkınlığını belirttikten sonra ifadesini alıp adliyeye sevkettiği bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, polisin karakola düşen sanık ve mağdur kadına karşı davranışı araştırıldı. İkmal ve Bakım Dairesi Daire Başkanlığı'nda görevli yüksek lisans öğrencisi komiser yardımcısı Hidayet Taşdöven tarafından yapılan araştırmada, kadınların en fazla "hırsızlık, yankesicilik ve fuhuş ile namus cinayeti" gibi suçları, en az aile içi şiddeti gerektiren suçları işledikleri belirlendi. Evliler daha çok suç işliyor Araştırmada, öncelikle Türkiye'deki kadın suçluluğu ile ilgili durum irdelendi. Türkiye'deki kadın suçlularının dünya genelindekilere paralel olarak genellikle eğitim düzeyi düşük, büyük bir kısmı evli ya da dul ve çalışma hayatına katılımlarının düşük olduğu belirtilen araştırmada, "Evli iken suç işleme oranının fazla olmasının nedeni evlilik yaşantısındaki sorunlardır. Genellikle canlarını kurtarma pahasına suç işlemişlerdir" denildi. Önce, genel görünüşüne bakıyor Suçlu kadınlar içinde önemli bir oranı bulunan grubu "hırsızlık ve yankesicilik" suçlarını alışkanlık haline getiren kadınların oluşturduğu, bunu bar ve pavyonlarda çalışan kadınların izlediği, bir diğer suçlu kadın kesiminin ise "tesadüf" sonucu aile içinde eşlerinden aşırı şiddet görmüş ve eşlerine karşı suç işlemiş kadınların olduğu anlatıldı. Araştırmada, bu gruptaki kadınların genellikle "savunma" amaçlı suç işledikleri, suçlarının konusunun "adam öldürme" ve "yaralama" olduğu ve bunların genelde ihbar üzerine yakalandığı belirtildi. Polisin, kadınlara karşı davranış tavrının karakola geliş nedenlerine göre değiştiği kaydedilen araştırmada, "Öncelikle karakola gelen kadının genel görünüş ve sağlık durumuna dikkat edilmektedir. Bu yapılacak işlemlerin, işlem yapacak polisin kafasında şekillenmesi açısından çok önemlidir" denildi. Araştırmada, karakola sanık veya mağdur şekilde gelen kadının önce kimlik bilgilerinin tespit edildiği, daha sonra karakola niçin geldiğinin sorulduğu, şikayetini belirtmesi üzerine olayı anlatmasının istendiği bildirildi. Polisin olayı dinledikten sonra kadının ifadesini almak zorunda olduğu belirtilerek, şu görüşe yer verildi: "Ancak bazen polisin olayı subjektif ölçüler ışığında değerlendirerek ifade almadığı, herhangi bir adli işlem başlatmadığı görülmektedir. Bu daha çok ailevi sorunlar nedeniyle karakola gelen kadınlarla ilgili görülmektedir. Polisin, aile içi şiddet olaylarına müdahalede çekimser olduğu görülmektedir. Karakola başvuran kadınların yüzde 43'ü polisin şikayetleriyle ilgili işlem yaptığını belirtmiştir. Aile içi şiddet nedeniyle karakola gelen veya getirilen eşyler genellikle ikna metodu kullanılarak barıştırılmaktadır." POLİSİ YORAN SUÇLU KADINLAR
Polisle bir hayli içli dışlı olan ve yoran kadın suçlu gurubunun "fuhuş" nedeniyle getirilen kadınlar olduğu vurgulanan araştırmada, bu kadınlarla ilgili işlemlerin ahlak büroları tarafından yapıldığı, bunların yakalanmasının ise, sivil kıyafet ve özel bir çaba gerektirdiği anlatıldı. Hırsızlık ve yankesicilik nedeniyle
karakola getirilen kadınların durumunun, fuhuş nedeniyle getirilenlerin durumuna bazı yönlerden benzediği hatırlatılan araştırmada, "Her ne kadar poliste işlenmiş veya işlenmemiş suçlar itiraf edilse de mahkemede polisteki ifadelerin delil niteliği bulunmadığından bunlar kolayca beraat etmektedirler" denildi.
|
|
|
|
|
|
|