|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
12 Mart 1971 Muhtırasından sonra askerlerin desteğiyle kurulan Nihat Erim hükümeti, "ekonomiyi kurtarmak üzere" Dünya Bankası'nda çalışan Atilla Karaosmanoğlu'nu Türkiye'ye davet etmişti. Ancak Karaosmanoğlu, hükümet içinde reformlara direnen bir grubun da etkisiyle kısa süre sonra 10 bakanla birlikte istifa etmek zorunda kalmıştı. "Bardağı taşıran" damla, Başbakan Erim'in AP'li Mesut Erez'i kabineye alma kararıydı. Zaten daha sonra kabine, reform karşıtlarıyla tamamlanacaktı. 'Reform karşıtlarını farkettim' Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Karaosmanoğlu, istifadan sonra, "Reformları hazırlama ve yapma görevi verilince Dünya Bankası'ndaki görevini bırakıp geldiğini, başarı şartlarının bulunduğuna kanaat getirince de işe başladığını" yakın çevresine anlatmıştı. Ama bir gerçeği de "hemen" tesbit etmişti: "Erim kabinesi içinde reformcu görüşlerine tam karşı olan bir küçük grup vardı." "Politik amacı, uzun vadeli hesapları ve kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmekten başka bir kaygusu" yoktu. Başbakan Erim'e, "Bu iş böyle gitmeyecek. Bizi yetersiz ya da hatalı buluyorsanız ayrılalım. Yoksa hükümeti daha ahenkli çalışır hale getirelim" demişti. Ancak Erim, Karaosmanoğlu'nun ekonomik çizgisine tam karşı görüş sahiplerinden, Demirel'in eski Maliye bakanlarından, bankacı-politikacı Mesut Erez "aniden" Başbakan Yardımcısı yaptı ve "ipler" koptu. Başbakan Nihat Erim daha sonra, Karaosmanoğlu'nun istifasına neden olan gelişmelerde asker parmağı bulunduğunu ima eden açıklamalar yaptı.
|
|
|
|
|
|
|