Galatasaray, iyi ve hızlı başladı. Gençlerbirliği de kalecisiyle iyi bir maç olacağının sinyallerini vermişti zaten.

Ancak iyi bir maç olmasını engelleyecek bir tek faktör vardı. O da Erol Ersoy'du. Etkiyi üretenleri pas geçen Ersoy, bütün tepkilere kart çıkardı. Oyunu da kabuğundan çıkarıp tekme tokata çevirdi..

Güzelim oyun, oldu ikinci cihan harbi. O zaman ortaya doğal olarak çıldırmış bir general çıktı. Hagi dozunu kaçırdı ve Erol Ersoy'a yapmak istediklerini yapması için çanak tuttu.

Galatasaray-Fenerbahçe maçından kalma "Bir dahaki maçta Hagi'yi atta görelim" diyen Toroğlu marka yorumlardan gelen bir Hagi-Ersoy randevusuydu bu. Ersoy, Hagi'yi attı ve rahatladı.

Ancak hesaba katılmayan birşey, çıldıran Galatasaray'ın sahaya yüreğini koyması ve çok güçlü bir rakiple birlikte hakem Erol Ersoy'un da hakkından gelmesiydi. Aslında Galatasaray, özellikle beraberlik golünü Gençlerbirliği'ne değil, Erol Ersoy'a atıyormuş gibiydi.

Hagi'nin atılmasından sonra oyun bir sükunete erdi ve Ersoy daha doğruya yakın düdükler çalmaya başladı. Bu sefer de Galatasaray'ın mental yorgunluğu başladı. Özellikle Hasan, Okan ve Ümit'in düşündüklerini yapamamalarının sıkıntısı çıktı ortaya. Ancak iki gün öncesinin anormal yorgunluğuna rağmen Galatasaray muhteşem bir takıma karşı çok zor maçı alarak lig yarışında var olduğunu belirtti.

Burada şunu söylemem gerekir ki, Hagi'yi sonunda siz delirttiniz...

Şimdi hayrını görün...

ÜMİT AKTAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu