T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Fuller'den 'sivil islam' yorumu

Olivier Roy'un "Siyasi İslam'ın İflası" eserinde ileri sürdüğü tezler ABD'de Utah Üniversitesi'nde masaya yatırıldı. CIA'nin eski Ortadoğu uzmanlarından Graham Fuller, Roy'un tezini, 'zamansız' ve tutarsız' bularak, "Siyasi İslam"ın modern devlet bağlamında henüz yeni bir olgu olduğunu ifade etti.

Olivier Roy'un "Siyasi İslam'ın İflası" adlı eserinden sonra İslamî hareketlerin geniş toplumlara sunacaklarını yitirdikleri ve artık dünya siyasi gündeminden düşmeye mahkum olduklari iddia edilir oldu. Ancak Batılılar ve özellikle Amerikalılar hâlâ İslami hareketleri konuşmaya devam ediyorlar. CIA'nin eski Ortadoğu uzmanlarından ve şimdilerde akademik calışmalarını Rand Corporation bünyesinde sürdüren Graham Fuller geçtiğimiz günlerde Utah Üniversitesi'nde yaptığı konusmada İslamî hareketlere ilişkin önemli tespitlerini aktardı. Fuller "Siyasi İslam'ın iflası" tezini zamansız ve tutarsız buluyor. Ona göre, İslamî hareketlerin geleceğine ilişkin bir tahmin küçük bir çocugun siyasi geleceğine ilişkin bir öngörüden fazla farklı değil. Zira "Siyasi İslam" modern devlet bağlamında henüz çok yeni bir olgu; sürekli öğreniyor ve değişim geçiriyor.

Roy'un tezindeki zaaflar

Bunun yanısıra bu iddianın iki zayıf noktası var. Öncelikle, belli bir "başarı" kriterinin saptanmamış olması. Fuller soruyor: "Başarı güç kullanarak yönetimi ele geçirmek midir? Bir seçimi kazanmak ve bu yolla iktidara gelmek midir? Yoksa Müslüman kitlelerin daha iyi Müslüman olmalarını sağlamak için kalplerini değiştirmek, kısacası toplumun ahlaki normlarını etkilemek midir?" Belli bir başarı tanımı yapılmaksızın bir hareketi başarısız ilan etmek mümkün değil ona göre. İkinci olarak, İslamî hareket ya da Siyasal İslam denilen tek bir yapı yok: "Çok geniş bir spektrumdan bahsediyoruz. Bu spektrumun içine dahil olan gruplar arasında liberaller, muhafazakarlar, radikaller, modernistler, demokratlar, otoriterler, şiddet yanlıları, şiddet aleyhtarları, politikler, apolitikler, millî ve uluslararası olanlar, siyasi partiye inananlar, siyasi partilere karşı olanlar, reformcular, statüko yanlıları, seçkinciler, kitleseller var."

İslami hareketlerde çeşitsellik

Fuller, böyle bir çesitliliğe sahip İslamî hareketlerin hepsini birden başarısız ilan etmenin toptancı bir mantık olacağını söylüyor. Fuller'e göre, Batı'da Siyasî İslam'ı, dünyanın başka yerlerindeki gelişmelerle ilgilenmeyen, kendi içine kapalı, oryantal, Ortadoğulu bir hareket olarak algılama eğilimi yaygın. Oysa Siyasî İslamcılar terörist araçlar kullanan birkaç marjinal grubun dışında Batılı literatüre vakıf, modern terminolojiyle konuşabilen ve talep ettikleri açısından Müslüman olmayan ülkelerdeki demokratik muhalefet hareketlerinden farklı olmayan gruplardan oluşuyor.

Öte yandan Fuller'e göre İslamî hareketlerin Batı ya da modernizasyon eleştirileriyle örneğin Çinli ya da Hint grupların eleştirileri, İslamî hareketlerin modernizasyon tehdidine karşı yönelttikleri argümanlarla Doğu Asyalılar'ın Asya değerlerinden dem vurarak Batı'ya yönelttikleri argümanlar arasında temelde bir fark yok. Fuller, Siyasî İslami hareketleri, kimlik sorununu ele alış biçimleri ve globalleşmeye karşı yerel kültürü öne çıkarışlarıyla başka coğraflardaki benzerlerinden temelde farklı olmayan fonksiyonel olarak milliyetçi hareketler olarak görüyor. İslamî hareketler ayrıca Müslüman azınlıkların bağımsızlık mücadelesi verdikleri Filistin, Çeçenistan, Bosna ve Doğu Turkistan gibi bölgelerde etnisite ile dini birleştirerek bağımsızlık duygularını ateşliyorlar.

İslamî hareketler ve demokratikleşme

İslamî hareketleri Ortadoğu'da demokratikleşme süreci açısından çok önemli bulan Fuller, bu grupların öncelikle dinin geleneksel ulema yoluyla otoriter yönetimleri meşrulaştıran bir araç olmaktan çıkartarak, dini demokratik muhalefetin aracı haline getirmeye çalıştıklarini iddia ediyor. Bu anlamda İslamcılar Thomas Jefferson'un Ortadoğu'daki takipçileri gibiler. Jefferson gibi onlar da otoriter yönetimlerin düzen adına meşrulaştırılmasının karşısındalar ve demokrasi istiyorlar. Fuller, Orta Doğu'da birçok liberal ve demokrat düşünürün bulunduğunu, ancak bunların arasından kişisel muhalefetin ötesinde kitleleri yönlendirebilen liderler çıkmadığını belirtiyor. Bölgenin siyasi-kültürel dili olan İslam'a dayalı hareketlerin kitleselleşmesi şansı bu kültürü benimsemeyen ve reddeden entellektüellere göre doğal olarak çok daha fazla. Fuller, İslamî hareketleri sivil toplumun ve sivil alanın temel üreticileri olarak görüyor ve bu anlamda onlara çok olumlu bir rol yüklüyor.

Fuller, İslami hareketlerin kolayca ortadan kaybolacağına ya da kaldırılabileceğine inanmıyor. Herhangi bir Arap ülkesine bakıldığında en güçlü muhalefet hareketlerinin İslamcı gruplar arasından çıktığını iddia ediyor ve şayet adil ve demokratik seçimler yapılması halinde bu grupların kesinlikle seçimlerden galip ayrılacağı öngörüsünde bulunuyor.

En güçlü muhalefet İslamcılar

Fuller, bu durumdan diğer muhalefet hareketlerini yokeden Arap rejimlerini sorumlu tutuyor. İslamî partilerin diğer muhalefet hareketlerinin aksine yerel kültüre dayalı kitlesel hareketler olmaları nedeniyle siyasi hayatlarına son vermenin imkansız olduğunu söyleyen Fuller, bu anlamda parti kapatmanın da uzun vadeli bir çözüm olmadığının altını çiziyor. Böyle bir kitlesel tabana sahip olmaları halinde liberal değerleri vurgulayan demokratik hareketlerin uluslararası meşruiyet farkı nedeniyle İslamcılar'a göre daha başarılı olabileceğini vurgulayan Fuller, Ortadoğu'da İslamî hareketler dışında tam bir muhalefetsizliğin hakim oldugunu tespit ediyor. Ona göre, bu durum İslami hareketlerin gelecekte önemli bir rol oynamayı sürdüreceğini ve ironik olarak daha uzun süre onların başarısızlıklarından konuşulmaya devam edileceğini ortaya koyuyor.

Konuşmasının sonunda Fuller'e İslamî hareketlerin bir taraftan sivil toplumu oluşturarak ya da güçlendirerek demokratikleşmeye katkıda bulunduğu iddiasının doğru olmakla birlikte, bölgede yegane alternatif muhalefet gücü olmasının başta Amerika olmak üzere Batı'nın Ortadoğu'da demokratikleşmeyi önlemesinin başlıca nedeni olduğunu hatırlatarak, Batı'nın demokratikleşmeyi geciktirmeye daha ne kadar devam edebilecegini sordum. Fuller Batılı siyaset yapımcılarının bu konuda bir ikilemle karşı karşıya olduklarını, şahsen demokratikleşmeye karşı çıkılmasının Batı'nın ve Amerika'nın uzun vadeli çıkarlarına aykırı olduğu düşüncesini taşıdığını söyledi. Fuller'e göre, ABD ve diğer Batı ülkeleri Ortadoğu'daki hareketler arasında ayırım yapabilmeli ve politikalarını daha incelikli hale getirmeli. Bu arada, Fuller özellikle Ortadoğu kökenli olup kendisinin İslami hareketleri fazla olumlu bir tonla aktarmasından rahatsız olanların tepkilerine muhatap oldu. Fuller bu tepkileri bölgede demokratik hoşgörü ve çoğulcu toplum değerlerinin yerleşmesinden ümitli olduğunu ve çözümün diyalog yoluyla aranması gerektiğini söyleyerek dağıtmaya çalıştı.

Din devletin kontrolünde

İslamî hareketler devletin başaramadığı sosyal hizmet alanında önemli bir boşluk dolduruyor ve Batı ülkelerindeki NGO tabir edilen sivil toplum kurumlarının işlevini yerine getiriyorlar. Fuller ilginç bir yorumla, İslamî hareketlerin dini devletin kontrolünden çıkarmaya çalışmakla yarım kalan sekülarizasyon sürecinin tamamlanmasında fonksiyonel olduklarını belirtiyor. Yani, gerçekte laiklik dinle devletin tamamen birbirinden ayrıldığı sistem olmasına rağmen, Ortadoğu'daki uygulanışında devlet dinden bağımsızlaşırken din devletin kontrolünde tutuluyor; İslamî hareketler ise dini bağımsızlaştırmaya çalışmakla gerçekte laiklik sürecini tamamlamaya çalışıyorlar.

İslamî hareketler diğer taraftan Ortadoğu'da en önemli sorunlardan biri olan kadın sorunuyla kendi ideolojilerinin izin verdigi ölçüde bile olsa ilgileniyorlar, kadınları siyasete kanalize ediyorlar ve kadını toplumun aktif üyeleri haline getiriyorlar; bütün bunlar demokratikleşme sürecinin ilerlemesine katkıda bulunuyor.


16 Mart 2001
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED