|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ağrıya yüz vermeyin!
Yüzümüzün ağrımasına çoğu zaman önem vermeyiz. Bazen tahammül edilemeyecek derecede şiddetli olan bu tür baş ağrıları, tahmin edildiğinden daha fazla sayıda kişiyi etkilemektedir. Yüz ağrıları, belirtilerine göre değişiklik gösterir. Bunların en yaygın olanı damarsal yüz ağrısıdır. Damarsal yüz ağrısı, atardamarların çalışmasındaki bir tür bozukluktan dolayı ortaya çıkar. Günde bir ile sekiz defa kadar, kriz şeklinde kendini gösterir. Bu krizlerin her biri 15 ile 90 dakika kadar sürer; birkaç gün veya iki ile üç ay arayla peryodik olarak yeniden başlar. Bazen birkaç ay, hattâ birkaç yıl boyunca tekrar etmeyebilir. Ağrı, daima kafanın aynı tarafında hissedilir. Kimi zaman şakaklara, çeneye ya da diş etlerine doğru yayılabilir ve çeşitli belirtiler ortaya koyar: Gözlerin kızarması ve sulanması, burnun tıkanması veya akması, alında ve yüzde aşırı terleme, göz kapağının şişmesi veya çökmesi, cildde aşırı duyarlık gibi. Migren, yani yarım baş ağrısının aksine, damarsal yüz ağrısına yol açan belli sebepler (bazen alkol olabilir) ve aileden gelen özellikler bilinmektedir.
15-40 yaşlarda görülüyorDamarsal yüz ağrısı, genellikle 15 ile 40 yaşlarında başlar ve özellikle erkeklerde (yüzde 75 oranında) görülür. Damarsal yüz ağrısının değişik bir şekli olan kronik ve paroksistik hemikrani, kadınları daha çok etkiler. Bu ağrı türünde, kriz süresi daha uzun (yaklaşık 13 dakika) olup daha sık tekrarlanır (genel olarak günde beş defadan fazla). Yüz ağrılarının diğer bir şekli olan trijümo (kafa siniri) nevraljisi de yine en çok kadınları etkilemektedir. Bu ağrı türü, çok kısa süreli (birkaç saniye ile bir-iki dakika kadar) ve günde defalarca tekrarlanan krizler şeklinde kendini gösterir. Sebebi bazen skleroz gibi nörolojik bir hastalığa bağlanan trijümo nevraljisinin diğer sebepleri bilinmemektedir.
Oksijen tedavisi sonuç veriyor
Yüz ağrısının teşhisi, hastanın sorgulanmasına ve klinikte gerçekleştirilen incelemeye dayanır. Manyetik rezonans (MR) görüntüsüne ve biyolojik analize, özel durumlar (kriz aralarında ağrı, nörolojik belirtiler, vb.) haricinde, ihtiyaç duyulmaz. Tedavide, migrene karşı kullanılan ilâçlardan yararlanılır. Bunlardan, 70 yıldan beri kullanılan ergotamin ve özellikle 90'lı yılların başlarında ortaya çıkan triptan türüne dahil ilâçlar başarıyla kullanılıyor. Deri altına zerk yoluyla alınan triptanlar, yaklaşık yüzde 70 oranında etkili olmaktadır. Maske ile oksijen uygulama tedavisi de aynı oranda başarı sağlamakta ve birkaç dakika içinde ağrıları gidermektedir. Tedavide sık sık olmak üzere hipertansiyon, depresyon, epilepsi, vb. hastalıklara karşı kullanılan ilâçlardan da yararlanılır. Başarıya ulaşılamadığı takdirde, cerrahî müdahale kaçınılmaz olabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |