T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kimin desteği kime?

Kemal Derviş vesile addedilerek hazırlanan "ulusal program"ın bütün toplum kesimleri (alt/üst, ön/arka, sağ/sol, doğu/batı, kuzey/güney) tarafından desteklenmesine ihtiyaç hasıl olduğu öngörüldü. Aslına bakarsanız programın peşinen ulusal diye adlandırılmasının hatalı olup olmadığının test edilmesi ve beklendiği üzere ulusal etikete kavuşması doğrudan doğruya bu desteğe bağlıydı. Yine de işin içinde bir tuhaflık vardı. Hiç kimse desteğin eksiksiz ve tam olması halinde oluşturulan programın başarıya erme ihtimalinin yüzde yüz olduğunu söylemiyordu. Ulusal birimlerden bir veya birkaç tanesinin desteğini esirgemesi halinde ulusal programı hangi kötü sonuçların beklediği dile getirilmiyordu. Üretimde, tüketimde, ticari ve mali harcamalarda ne gibi tutumlar sergilenirse programın hedefine ulaşma yolunda zaafa uğrayacağını ve giderek hangi ekonomik yaklaşım yüzünden programın gerçekleşmesinin imkânsız hale geleceğini hiç kimse, Kemal Derviş bile bilmiyordu. Görünen o ki eğer ulusal program başarıya kavuşursa bunun müsebbibinin onu Türkiye'ye getirmeyi herkim akıl etmiş ve geldikten sonra herkim ona destek vermişse hepsiyle birlikte Kemal Derviş olduğundan şüphe edilmeyecek. Yine görünen o ki eğer tepe taklak ekonomik gidişi nihayete erdirme konusunda başarısız olunursa kabahat asla Kemal Derviş'e yüklenmeyecek. Ne onu koalisyonun dördüncü ortağı vasfıyla devreye sokanlar, ne de peşinen yapacaklarını kınamama sözü verenler okka altına gidecek. Kemal Derviş'li günler geçip de ülkemizin ekonomik hayatı tepe taklak sürüklenmeye devam ederken yapacağımız şimdiden belli: Hep birlikte başarısızlığa kimin, neyin, nasıl, niçin sebep olduğunun keşfine çıkacağız ve keşfettiklerimiz hususunda asla anlaşamayacağız.

Sırf adına "ulusal" denildiği için ulusal olan programa verilen "külli" desteğin herhangi bir işlevsel değer taşıması mümkün değil. Çünkü destekçilerin istisnasız tümünün itiraz gücünden mahrum unsurlardan teşekkül ve terekküp ettiğini bilmeyen yok. Onların destek vermedikleri taktirde yapacakları bir iş yoktur ve üstelik köstek olma gücünü de ellerinde bulundurmuyorlar. Rızası alınanlar bulundukları yere razı olmak kaydıyla getirilmiştir. Üstelik varılan noktada Türk ekonomisinin varılması beklenen bir ulusal erek uğruna güzergâh seçmek gibi bir derdi yoktur. Kemal Derviş damgalı ulusal program beynelmilel ekonomik düzenlemede Türkiye'nin mevziî şartlarını iyileştirmeyi (yeniden biçimlendirmeyi) hedeflediği için ulusaldır. Sizin anlayacağınız 24 Ocak 1980'de alınan kararlar doğrultusunda neler yapıldıysa, ulusal programın içeriğini işte bunlara koşut işlemler oluşturmaktadır. Kuşku yok ki 1980'in 24 Ocak kararları 2001'in "ulusal program"ından çok daha köktenci bir tavrı yansıtıyordu. Geçen yirmi yılı aşkın zaman ortaya bir çok ur çıkardı. Ayrıca geçen zamana rağmen ekonomi arta kalan bir yığın pürüzle uğraşmak zorunda kaldı. Urlar ameliyatla alınır, pürüzler tesviye edilir, lekeler deterjanlar yardımıyla temizlenirken kimseden gık çıkmamalı. Destek kelimesinin ne anlama geldiği merak ediliyorsa budur. Kemer sıkmak değil, dişini sıkmak.


16 Mart 2001
Cuma
 
İSMET ÖZEL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED