|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YÖK düşünce, öğretim ve girişim özgürlüğüne karşı çıkan uygulamalarıyla, üniversiteleri dünyaya kapalı bir yapıya dönüştürdü. Bununla yetinmeyen YÖK, Türkiye'nin önde gelen vakıf üniversitelerinden Fatih'in büyümesini önlemek için elinden geleni yapıyor. Toplumları üniversiteler değiştirir. Üniversitesiz toplum "pilotsuz uçak", "kaptansız gemi" ve "sürücüsüz araba" gibi, varmak istediği hedefe ulaşamaz. Eğitimsiz toplum, yoksul ve patlamaya hazır bir toplumdur. Dünyanın hiçbir yerinde eğitim düzeyi düşük, üretim gücü büyük bir toplum yoktur. Üretim gücünün görünmeyen en büyük ve en etkili kaynağı eğitimdir. Bu kaynak da üniversitelerden beslenir. Eğitim insanı, insan da toplumu güçlendirir. Eğitimde yoksul olan bir ülke her alanda yoksul olur. Yoksul ülkeler eğitimde yoksul oldukları için yoksuldur. Eğitimsizliğin önüne geçmeyen ülkeler, yoksulluğun da önüne geçemezler. Üniversiteler ekonomik, sosyal ve kültürel alanda araştırmaların yapıldığı kurumların başında gelir. Yapısı gereği, tek hücreli canlılar gibi, sürekli büyüyen bilginin baskı altında tutularak, dar bir alana sıkıştırılması, toplumda büyük huzursuzluklara yol açar. Üniversiteler bilgi hacmini genişletme yanında geliştirilen bilgiyi uygulayacak uzmanları yetiştiren kuruluşlardır. Toplumların üretim gücünü sözkonusu uzmanlar ordusu büyütür. Onların yardım ve desteği olmadan, üretilen ürün, hizmet ve bilgilerin dünya pazarlarına taşınması mümkün değildir. Üniversiteler "toplum" ve "devlet" arasındaki "uyum" ve "düzen"in sağlanmasında vazgeçilmez bir işlev yüklenirler. Türkiye'de olduğu gibi, üniversiteler bu işlevlerini yitirirlerse, ülke yangın alanına dönüşür. Türkiye'de üniversiteler baskıcı YÖK yüzünden işlevlerini yerine getiremiyorlar. Bütün kurum ve kuruluşlar gibi, üniversiteler de siyasallaştırıldılar. Bütün üniversiteler dayatmacı zihniyetin baskısı altında üretkenliklerini büyük ölçüde yitirdiler. Üniversitelerin ne yapması ve nasıl çalışması gerektiğini YÖK belirliyor. Üniversiteler artık "evrensel" doğruları değil, "YÖK"ün doğrularını öğretmek zorundalar. Bütün dünyada "devlet"çiliğin iflas ettiği bir dönemde, YÖK üniversiteleri devletleştirerek, Türk toplumunu ekonomik açıdan olduğu kadar kültürel açıdan da büyük bir yoksulluğa itiyor. Devletçilik başta bürokratlar olmak üzere bütün kurum ve kuruluşları akılalmaz bir biçimde gerçeklerden uzaklaştırıyor. Devletçilik değersize değer kazandırsaydı "Sovyetler Birliği"nde kazandırırdı.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |