|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Güldük binaenaleyh!
Süleyman Demirel, Cumhuriyet tarihimizdeki kırk yıllık liderlik dönemiyle, yurt dışında, Türkiye'nin adeta bir demokratik krallıkla yönetildiği izleniminin uyandırılmasına neden olsa da, kuşkusuz gelecek yıllarda geçmişe bakıldığında, siyasi çıkışları, hazır cevaplığı, uyanıklığı, yasaklı siyaset yılları ve davranışlarıyla farklı bir lider olarak anılacak. Gazeteci Edip Ali Yavuz, Birey Yayınları'ndan yeni çıkan kitabı Demirel Herkesi Güldürdü'de Cumhurbaşkanlığı muhabirliği yaptığı günlerde, bu nev-i şahsına münhasır liderle ilgili tanık olduğu ve tanıklardan duyduğu komik anıları kaleme aldı. Kısa bir Demirel biyografisiyle başlıyan kitapta, Demirel'in yurt içi ve yurt dışı gezilerinde yaşanan hoş anılar yer alıyor. Edip Ali Yavuz'un muzip kişiliğiyle Demirel'in komik çıkışları birleşince ortaya keyifle okunan bir kitap çıkmış. Laf cambazıydı Karşı çıktığı veya eleştirdiği bir tavrı, aradan birkaç yıl geçtikten sonra aynen sergileyen Demirel, bu tavır değişikliklerine her zaman ustaca kılıflar bulmayı başarmıştır. Yavuz kitabında, Demirel'in olayları sözleriyle kıvırışını şu ilginç olayla aktarıyor. Söz konusu olay Demirel'in yasaklı olduğu dönemde geçiyor. Demirel siyaset yapmaktan men edildiği günlerde, meşhur Güniz sokaktaki evinde istirahattayken evi durmadan yur çapından gelen ziyaretçilerin akınına uğrar. Ardı arkası kesilmeyen heyetlerle birlikte memleket meselelerine dair ateşli konuşmalar yapan Demirel, ziyaretçilerine iktidara gelince yapacaklarına dair vaatlerde bulunur ve onlara, "Bakın şu söylediklerime dikkat edin. Şunları şunları yapacağım. Hatta bu söylediklerimin altını çizin ve başbakan olunca bana hatırlatın" der. Aradan geçen yılların ardından Demirel Başbakanlık koltuğuna oturur. Vaatlerini unutmayanlar 'altı çizili satırları'ı Demirel'e de hatırlatırlar. Bundan pek memnun olmayan Demirel, ziyaretçilerden yanlarındaki metinleri çıkarmalarını ister ve onlara şöyle der: "Tamam, altını çizdiğiniz o satırların şimdi de üstüne bir çizgi çekin!" Birey Yay: 0 212 511 33 69 Ziyaretçileri hiç bitmeyen Demirel çiftinin evinde bol miktarda yiyecek stok edilir, yiyecekler zamanla bozulurdu. İkramı seven Nazmiye Hanım, bir keresinde (elbette farkında olmadan) on kutu bozuk çikolata marifetiyle bir otobüs dolusu Çevik Kuvveti uyutmuştu! Nazmiye'nin 'sarı öküz'ü
Demirel Isparta'ya düzenlediği bir gezinin ardından köyüne gider. Yanında eşi Nazmiye Hanım ve gazeteciler de vardır. Başbakanın ağzından o günlerin gündemi Bosna-Hersek katliamlarıyla ilgili söz koparmak isteyen gazetecilere Demirel "Hadi bakalım çocuklar ne sormak istiyorsanız sorun" der. Ancak bu sırada Nazmiye Hanım, hararetli bir şekilde dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar'a küçükken sahip olduğu 'sarı öküz'ü anlatmaktadır. Nazmiye Hanım'ın lafı bitmeyince Demirel mecburen ilk soruyu alır, arada bir de Nazmiye Hanım'a sert bakışlar fırlatmaktadır. Tam Bosna-Hersek'le ilgili bir soruyu yanıtlayacakken, bir ses duyulur: "Fikri Bey, küçükken bir sarı öküzüm vardı. Ben onu çok severdim..." Odada bulunanlar gülmemek için kendilerini zorlarken Nazmiye Hanım devam etmektedir. "Her sabah kendi ellerimle beslerdim.." Demirel sinirlenir, eşini ikaz eder ve soru cevaplamaya devam eder. Nazmiye Hanım biraz sussa da sonra tekrar başlar. Ve gazeteciler Nazmiye Hanım'ın şu sözüyle dayanamayıp kahkahaya boğulur: "Fikri, sarı öküz hastalanınca biz onu kestik!"
Havva Setenay İLHAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |