Her can kaybının ülkenin kaybı olduğunu belirten Adalet Bakanı Türk, "Hiçkimse yapılan yasal değişikliklerden sonra F Tip'lerinde tecrit olduğu iddiasını öne süremeyecektir" dedi

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, bazı cezaevlerinde devam eden ve "insanlık dramı" olarak nitelediği açlık grevleri ve ölüm oruçlarına son verilmesi çağrısını yineleyerek, "Her can kaybı ülkemizin kaybıdır" dedi. Bakan Türk, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın Cumhuriyet Üniversitesi işbirliği ile düzenlediği yurtiçi seminerlerinin 4'üncüsünün açılış konuşmasını yaptı.

Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi'ndeki seminerde konuşan Türk, adli tıpın insan hakları ihlallerinin önlenmesindeki önemini anlattı.

'Sadece dört duvar değil'

Cezaevlerine yönelik yapılan düzenlemelere de değinen Türk, bu kapsamda Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 16. maddesinin değiştirilmesini öngören yasanın yürürlüğe girdiğini anımsattı. Bu değişikliğin yürürlüğe girmesiyle F Tipi cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde iş yurtları, kütüphane ve spor alanlarından yararlanacağını, kültürel ve sosyal faaliyetlere katılabileceğini ifade eden Türk, şöyle konuştu:

"Adalet Bakanlığı bu konuda gerekli hazırlıkları tamamladı. Bütün cezaevlerinde olduğu gibi F tipi cezaevlerinde de bu uygulama başlamaktadır. Tutuklu ve hükümlüler için cezaevi sadece dört duvar değildir. Biz onları hangi suçu işlediyse işlesin yeniden bu topluma onurlu birer birey olarak kazandırmak istiyoruz."

İnfaz Hakimliği ve Ceza İnfaz Kurumları İzleme Kurulları yasa tasarılarının yasalaşmasından sonra hiçkimsenin cezaevlerinde işkence ve kötü muamele yapıldığını öne süremeyeceğini, çünkü bu konularda gerekli önlemleri aldıklarını kaydeden Türk, "Hiçkimse artık F Tipi cezaevlerinde tecrit olduğu iddiasını öne süremeyecektir" dedi.

Tutuklu ve hükümlülerin ailelerine de seslenen Türk, bu eylemden vazgeçmeleri için, ailelerin kendilerine yardımcı olmalarını istedi ve "Bu yolun sonu yok. Sonu ölüm. Devlete yardımcı olunuz. Bu çocukları kurtaralım" dedi. Türk, daha sonra Sivas Adliye Sarayı'na geçerek hakim ve savcılarla toplantı yaptı.