T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

İnsan nerenin yerlisidir?

Semih Kaplanoğlu'nun 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde üç ödül birden alan ilk uzun metrajlı filmi Herkes Kendi Evinde, 'kök ve gelecek' ile 'gitmek ve kalmak' kavramlarını başarılı bir dille sorguluyor.

Gitmek de, kalmak da verilmesi zor kararlardır ve kararı veren için alternatif üretmek neredeyse imkansız gibidir. Pişmanlık ve keşkeler ise çok sonradan gelir. İnsan dünyada hep bir arayış içindedir. Ait olduğu yeri arar.

Herşeyi göze alıp 'kesin' kararını vermiş üç karekterin çaresiz/zorunlu yolculuğunun anlatıldığı "Herkes Kendi Evinde", alınan bu zor kararları, gitmek/kalmak kavramları ve "insan nerenin yerlisidir?" sorusu eşliğinde irdeliyor. Senaryosundan oyunculuğuna, rejisinden kurgusuna kadar alkışı hakeden filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu. Filmin yönetmenin ilk uzun metrajı olduğunu da ekleyelim. Başrollerde ise, filmdeki rolüyle 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne layık görülerek alkışlanan Erol Keskin'in yanısıra Anna Bielska ve Tolga Çevik var.

Evi olan eve gider

Yıllar önce herşeyi göze alarak Rusya'ya kaçan eski komünist Nasuhi (Erol Keskin), toprağında / evinde ölmek üzere geri döner ülkesine. Yeğeni Selim (Tolga Çevik)'in yanına yerleşir. Uzun çabalar sonucu ABD vatandaşlığını kazanan Selim yeni bir hayat için heyecanlanmakta, hazırlanmaktadır. Rus kızı Olga (Anna Bielska) ise çocukluğundan beri ayrı kaldığı babasını bulmak umuduyla evden kaçıp İstanbul'a gelmiştir. Hem babasını bulamaz, hem de başı derde girer. Tesadüfen karşılaştığı Nasuhi'nin yardımıyla Selim'in evine yerleşir. Ve arayış içindeki bu üçlü Nasuhi'nin çocukluğunu geçirdiği Ege kasabasındaki eve giderler. Ev, Nasuhi'nin geçmişi / son sığınağıdır, Selim'in ise geleceği / umudu. Selim, Türkiye'yle son bağı olan bu evi satıp gidecek ya da sığınması için Nasuhi'ye bırakacaktır.

Umut vaadeden yönetmen

Herkes Kendi Evinde'nin yönetmeni Semih Kaplanoğlu özellikle televizyon izleyicilerinin hiç de yabancı olduğu bir isim değil. Yayınlandığı dönemlerde büyük beğeni toplayan "Şehnaz Tango" dizisinin fikir babası ve ilk 52 bölümünün yazarı ve yönetmeni. İnsanların doğup büyüdükleri toprakları terkedip başka ülkelerde yaşamayı seçmeleri ya da buna zorlanmaları gibi evrensel bir temayı işleyen film, 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarışma Bölümü'nde "En İyi Film", "En İyi Erkek Oyuncu-Erol Keskin", "En İyi Görüntü Yönetmeni-Jüri Özel Ödülü" olmak üzere üç dalda ödül alarak başarısını onaylattı. Diğer karakterleri ise Anna Bielska ve Tolga Çevik canlandırıyor.

Herkes Kendi Evinde

Yönetmen:
Semih Kaptanoğlu
Yapım:
Ali Bilgen, Levent Onan, Leyla Özalp
Senaryo:
Semih Kaptanoğlu, Özden Cankaya, Serpil Kırel
Görüntü Yön: Hayk Kirakosyan
Oyuncular:
Erol Keskin, Anna Bielska, Tolga Çevik , Şükran Güngör, Cüneyt Türel

 
Şeytan'ın şerrinden kaçının
Neredeyse tüm zamanların en korkunç filmlerinden biri olarak kabul edilen 1973 yapımı Şeytan, orijinal sahneleri ve yenilenen sesiyle tüylerinizi diken diken edecek.
Biraz acı, biraz hayal kırıklığı
Başrollerini Berhan Şimşek ve Elyse Mirto'nun paylaştığı yönetmenliğini Ersin Pertan'ın yaptığı 'Acı Gönül', Amerikalı bir kadın ile iki Türk erkeği arasındaki aşk paralelinde Anadolu toplumunu anlatıyor. Teknik aksaklıkların izlenmesini zorlaştırdığı filmin konusu şöyle: Amerikalı Rayna, araştırma yapmak üzere bir
Anadolu kasabasına gelir ve kasabanın doktoru Zehra ile arkadaş olur. Zehra'nın kocası İlhan köylerdeki araştırmaları sırasında Rayna'ya tercümanlık yapar ve ona âşık olur. Bu durum köye dönüşte bir namus tartışmasına yol açar. Rayna ise yeni tanıştığı Rıza'ya ilgi duyar. Çıkan olaylar sonrasında Rayna iki erkek arasında kalır.

Ölümün yüzü var mı?
Yaşayan Ölülerin Dönüşü filminin yönetmeni George A. Romero yeni bir korku filmiyle sinemalarda. Haftanın başarılı filmlerinden biri olan 'İntikamın Yüzü Yoktur!' aforizması üzerine kurulu bir film. Konusu şöyle: O da pek çok kişi gibi son derece sıradan bir hayat süren sıradan biriydi. Ancak bir sabah uyandığında yüzünün olmadığını gördü. Onca yıldır ezilmeyi göze alarak elde ettikleri birden yok olmuştu. 'Yüz'süz, kimliksiz ve geleceksiz; bir hayalet gibi dolaşmaktaydı. Kararını verir ve intikama başlar: Kendisini aldatan karısından, her arkasını döndüğünde dolandıran en yakın arkadaşından, ona pislikmiş gibi davranan patronundan.
6 Mayıs 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED