T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Mesut Yılmaz'ı töhmetten kurtaralım

ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "Gönül bağım var" dediği 'mavi akım projesi' ile ilgisi tartışma konusu. Yeni Şafak'ta da yayımlanan eylül 1999'da Moskova'da çekilmiş bir fotoğraf, Yılmaz'ın henüz bakan değilken Rusya'nın enerji yetkilileriyle görüştüğünün delili olarak kullanıldı. "Belge göstersinler, intihar edeyim" diyen Turgut Yılmaz'ın da bulunduğu bir toplantının fotoğrafıydı bu. Enerji bakanı Cumhur Ersümer ve Türkiye'nin Moskova büyükelçisi Nabi Şensoy da, başka ANAP'lılarla birlikte, o fotoğrafta yer alıyor...

Hürriyet gazetesi, önceki gün, o fotoğrafın "Gösterilmeye çalışıldığı gibi olmadığını" duyurdu. Mesut Yılmaz, gazetenin başyazarı Oktay Ekşi'ye gönderdiği açıklamada şu keskin ifadeleri kullanmış: "Rusya'ya Moskova Belediye Başkanı Sayın Lutckov'un dâvetlisi olarak 1999 Eylül ayında yaptığım özel ziyarette, hiçbir resmi toplantıya katılmadım. Ne yalnız, ne de Sayın Ersümer'le birlikte hiçbir resmi görüşmede bulunmadım. Gazprom yetkilileriyle resmi ve özel hiçbir temasım olmadı." (Hürriyet, 5 Mayıs 2001)

1999 eylülünde iki dış gezi yaptı Mesut Yılmaz; önce Amerika'ya gitti, ardından da Rusya'ya... O sırada sadece "ANAP genel başkanı" sıfatı bulunan Yılmaz'ın iki önemli başkente yaptığı geziler, hemen o günlerden başlayarak 'enerji' ilgisine bağlandı. 1999 eylülünden beri, o geziler ile ANAP'ın enerji merakı arasında irtibat kuran çok sayıda yorum çıktı gazetelerde; Mesut Yılmaz veya yanındaki kalabalık heyetten, o yorumları düzeltmeye yönelik hiçbir çaba görülmedi. Bu açıdan, Oktay Ekşi'ye gönderilen açıklama ve Hürriyet'in manşetinden yaptığı 'düzeltme' bir ilk teşkil ediyor.

Ancak, konu, cümleler ne kadar keskin olursa olsun, bir tek açıklamayla geçiştirilemeyecek kadar önemli. 3 milyar dolara mal olacak ve Türkiye'nin, müteakip 30 yıl içerisinde, doğalgaz açısından, Türkmenistan devlet başkanının "Çok pahalı" dediği bir fiyatla Rusya'ya bağımlılığını getirecek 'mavi akım projesi', o iki gezide pekiştirilmiş olabilir. Başbakan Bülent Ecevit'in Moskova'ya yaptığı daha sonraki resmi ziyarette imzalanan ek anlaşmalarla, Türkiye, 'mavi akım' konusunda 'dönüşü olmayan yola' sokulmuş oldu. Belleğinizi zorlayın hatırlayacaksınız; Ecevit'in Moskova ziyareti sırasında, o ünlü fotoğrafta Yılmaz'ın yanında oturan Moskova büyükelçisi Nabi Şensoy, 'mavi akım' ile ilgili büyükelçilikteki toplantıya, geziyi izleyen iki MHP'li bakanı dâvet etmemişti.

Türkiye'nin geleneğinde, devlete ait projeleri bir partinin veya bir grup politikacının 'özel ilgi' haline getirmesi yoktur. "Gönül bağı" iddiası, bu bakımdan, yeterince ikna edici değil.

Konu Mesut Yılmaz'ın açıklamasıyla biteceğe benzemiyor. Türkiye ve Orta Asya ile yakından ilgilenen bir grup akademisyen, Yeni Şafak'ta çıkan bir değerlendirmede (Taha Kıvanç, Üçüncü adam, 6 Mayıs 2001) verilen bilgilerden hareketle gerçeğin peşine düşmüş. ANAP liderinin Washington ve Moskova gezilerini izlediği bilinen Zeyno Baran, onlara, (muhtemelen daha önce CSIS için yazdığı) rapordan bir bölümü göndermiş. Orada, "Mesut Yılmaz, Washington'da, Amerikalı yetkililere, mavi akımın önemini aktarmaya çalıştı, bir hafta sonra da Moskova'ya gitti. Yılmaz, Ecevit'in sonradan iki başkente yapacağı ziyaretlerin çerçevesini belirleme çabasındaydı" diyor Zeyno Baran...

'Turkistan Newsletter' adlı bültenin akademisyen yöneticilerinin vardıkları sonuç şu: "Mesut Yılmaz'ın heyetinde bulunan CSIS'ten Zeyno Baran'a göre, Yılmaz ve Ersümer Moskova'ya Mavi Akım tartışmalarının yolunu açmak için gittiler ve orada Rus yetkilileri ile konuyu bağladılar."

Yılmaz'ı iki başkentte izleyen bir gözlemcinin, ziyaretleri 'mavi akım' ilgisine bağlaması, ANAP liderinin "Hiçbir resmi toplantıya katılmadım. Ne yalnız, ne de Sayın Ersümer'le birlikte hiçbir resmi görüşmede bulunmadım" keskinliğindeki açıklamasıyla tezat teşkil ediyor. Zeyno Baran'ın tespiti, ziyaretlerin 'doğalgaz ve petrol' amaçlı olduğu yönünde çünkü...

Biri yalan söylüyor, ama kim?

NOT: Devlet geleneğimizde, büyükelçiler, bütün temasları merkeze rapor ederler. Bir bakanın da katıldığı o geziyle ilgili olarak büyükelçi Nabi Şensoy'un Ankara'ya gönderdiği raporlar tartışmayı sona erdirebilir. Başbakan lûtfetse, dışişleri bakanı İsmail Cem ilgilense de Mesut Yılmaz 'yalan' töhmetinden kurtarılsa. F.K.


8 Mayıs 2001
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED