|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Vatandaşların dini yaşantılarından dolayı sürekli rahatsız ve mağdur edildiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz, 'din' ile' irtica'nın sınırlarının çizilmesini istedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, "Türkiye, gelinen bu noktada öncelikle irticanın nasıl anlaşılması gerektiği proplemini halletmek mecburiyetindedir" dedi. Yılmaz, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nca OMÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Dinsel Sorunlarına Yeni Çözüm Arayışları" konulu panelin açılışında, köklü ve hızlı değişim sürecinin yaşandığı Türkiye'de, son yıllarda tartışılan konuların başında din konusunun geldiğini söyledi. 'Düşünce krizi yaşıyoruz' Dinin yeniden yükselen değer haline gelmesiyle birlikte bu konudaki birçok problemin ortaya çıktığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Ülkemizde dikkat çeken en önemli problemlerden biri, bilimsel düşünceyle ilgilidir. Deyim yerindeyse ülkemizde ciddi derecede düşünce krizi yaşanmaktadır. Bugün Müslümanların durumu ilim ve fikirde nakil ve taklit seviyesini aşamamıştır. Orjinal fikirler üretemiyoruz. Dünya çapında fikir adamları ve filozoflarımız yok." Yılmaz, diğer problemlerin ise "din ile geleneneğin birbirinden ayrı tutulamaması, din kültürümüzün yazılı ürünlerini gereği gibi tanıyamama, din eğitiminde yetersiz kalınması ve toplumun oryantalist bilginin olumsuz tesirlerinde kalması" olduğunu bildirdi. 'İrtica' ile 'din' ayrılmalı
Din ile irtica arasındaki çizginin kesin hatlarla birbirinden ayrılması gerektiğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Türkiye, gelinen bu noktada öncelikle irticanın nasıl anlaşılması gerektiği problemini halletmek mecburiyetindedir. Sürekli olarak insanlar, dini yaşantılarından dolayı rahatsız ve mağdur edilmemeli. Hiç şüphesiz İslamiyet, irticanın, yobazlığın, kör taassubun ve şiddetin her türlüsünü reddeder. Devlet, şuurlu veya şuursuz ortaya çıkan bu eğilimlerle en etkili şekilde mücadele etmeli. Bu akımlarla mücadelenin en etkili yolu da, ilmi rehber ederek topluma dini asli kaynaklarından öğrenme fırsatı sağlamaktır.
|
|
|
|
|
|
|