|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Çok şaşırtıcı, haddinden fazla şaşırtıcı... Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Refah Partisi'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı davanın sonuçlandığı yolunda bir haber haftasonu Radikal gazetesinde yayımlanmasına rağmen, bu önemli gelişmeden hiç söz eden yok! İş edinip dünkü gazeteleri teker teker gözden geçirdim; sadece Yeni Şafak'da kısa bir not ("AİHM, RP için karar verdi mi?") yeralıyordu. Oysa 6 Mayıs tarihli Radikal'deki haber epeyce bilgi veriyordu: "Kapatılan RP'nin 3 Ekim 2000'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açtığı dava sonuçlandı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesinde yer alan 'örgütlenme özgürlüğü'nün Türkiye tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Ancak mahkeme RP'nin sözleşmenin 9'uncu maddesini kapsayan 'din ve vicdan özgürlüğü'nün ihlal edildiği iddialarının doğru olmadığına karar verdi. Böylece Türkiye'nin yalnız 10'uncu maddeden mahkum olması söz konusu." Radikal'in haberinde AİHM Başkanı ve Yargıç Rıza Türkmen'in kararın açıklanmasından önce Ankara'ya gelip Cumhurbaşkanı Sezer ile görüşeceği; FP Genel Başkanı Kutan'ın "verilen kararın FP olarak kendilerine bir getirisi olmayacağı" yönünde konuştuğu; RP'nin yasaklı üyesi Şevket Kazan'ın "Davanın lehimize sonuçlandığını duyduk. Ancak elimizde ayrıntılı bilgi yok" şeklinde açıklama yaptığına ilişkin bilgi de vardı. Fakat görüyorsunuz, bu önemli gelişmeye dair gazetelerde fazladan tek bir satır yok! Tamam, belli ki söz konusu karar henüz açıklanmamış; ama Radikal'in kolaylıkla elde ettiği anlaşılan bu bilgilere hemen her davayı hazırlık soruşturmasından itibaren avuçlarının içi gibi bilen büyük basının acar muhabirlerinin ulaşamamış olması düşünülebilir mi? Bana soracak olursanız, büyük basının sergilediği bu ilgisizliğin asıl nedeni, canlı örneklerini Hürriyet'in "Ben olsam" ve Akşam'ın "Arama Konferansı" kampanyalarında gözlediğimiz "sorumlu gazetecilik" anlayışıdır! Onlarca "kriz"den dolayı memleketin hali zaten perişan; bunlar yetmezmiş gibi bir de AİHM'nin Türkiye'yi haksız bulan kararını mı tartışacağız? Hem de olmuş bitmiş, kapanmış RP davası dolayısıyla... Radikal'in haberi şu başlığı taşıyordu: "AİHM'den RP'ye nokta." Bu başlık da şaşırtıcı değil mi? Bu başlığın altta yer alan haberle de bir ilişkisi yok. AİHM kararında RP'ye mi, yoksa Türkiye'ye mi "nokta" konuyor? AİHM, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesinde yer alan 'örgütlenme özgürlüğü'nü ihlal ettiğine karar vererek aslında Türkiye'nin uygulamasına "nokta" koymuyor mu? Eğer AİHM kararı gerçekten gazetenin yazdığı gibiyse, özgürlükleri korumak, özgürlükleri başta yasama ve yürütme olmak üzere her türlü "kuvvet"in tasallutundan korumakla görevli olan Anayasa Mahkemesi'nin, en temel özgürlüklerden birisi olan "örgütlenme özgürlüğü"nü ihlal ettiğine karar verilmiş olunacak! Aynen diğer parti kapatma kararlarında olduğu gibi... 1 Mayıs tarihli yazımda, "Çelişkilerimiz ve biz" başlıklı yazısı dolayısıyla Radikal'den Mine Kırıkkanat'a bir soru yöneltmiştim. "Orly katliamı" olarak anılan ASALA eyleminin baş sorumlusu Garbisyan, Fransa'da gerçekten de Kırıkkanat'ın bize aktardığı "karar gerekçesi"ne dayanılarak mı serbest bırakılmıştı? Bu öyle bir "gerekçe"ydi ki, böylesiyle bırakın Fransız Yargısı'nı, sıradan bir "halk mahkemesi" kararında karşılaşmak bile imkansızdı... Kırıkkanat cevap verse de aydınlansak, demiştik; eğer dediği gibiyse yalnız kalmasın, Fransa'dan biz de "nefret edelim", biz de "iğrenelim." Radikal yazarından bugüne kadar cevap çıkmadı. Türkiye'de yaşamadığı için sorumuzdan habersiz olabilir. Ama şimdi gazetelerden okuyoruz ki, Kırıkkanat, "Salaklar Sofrası" adlı bir oyunda yer aldığı için Türkiye'dedir. Milliyet'e "Kariyerimi 'artizzz' olarak kapatmak istiyorum" diye demeç bile vermiş. Bu nedenle, "Belki 'artizzz' olmadan önceki son fırsattır" diyerek sorumu hatırlatıyorum. Kırıkkanat bu kez de cevap vermezse, sorumu -bu işte hiçbir günahı olmamasına rağmen- "Ermeni soykırımı" dosyasını yakından izleyen bir başka Radikal yazarına, Gündüz Aktan'a yönelteceğim... Radikal okurlarını bu konuda hiç değilse o aydınlatsın; Garbisyan'ı serbest bırakan mahkeme kararının gerekçesi Kırıkkanat'ın yazdığı gibi mi, değil mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |