T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

İ Z L E N İ M

Bütün hesaplar altüst oldu

Geçen yazımın birisinde Konya 2. Sanayi Bölgesi'nde anlaşılmaz bir sessizliğin hüküm sürdüğünü, Sanayi Bölgesi'nin cadde ve sokakları insanlardan adeta arındırılmış tabirini kullanmıştım. Bu bölgenin kuruluşunda aktif görev yapan, 3. Sanayi Bölgesi'nin yapımında da büyük emeği geçen Konya 2. Sanayi Bölge Müdürü Tevfik Küçükşenel Konya holdinglerini ve ekonomik krizin etkilerini aktarırken bazı gerekçelere de ışık tutuyor.

"Konya'da 3 organize sanayii var, 4'üncüsü ise kurulma aşamasında. Son olarak koordine edilen 3'üncü organize sanayiinde 350 fabrika kurulacak şekilde planlandı. Bu fabrikaların en küçüğü 10 metrekare. 600 metrekare büyüklüğünde parseller var. Hatta 20 tanesi faaliyete geçti. Başta tekstil, otomotiv, ziraat aletleri, hazır yapı elemanları, ambalaj ve gıda olmak üzere birçok branşta faaliyet gösterecek. Konya'daki faaliyet hızı birden düştü. Herkes nasıl olur da krizden en az zararla kurtulurum hesabı yapıyor.

Hem devletin Konya holdingleri üzerinde uyguladığı yanlış politika, hem de ekonomik kriz bütün hesapları altüst etti. Yatırımlar durdu, geleceğe yönelik projeler uygulamaya sokulmadı; çünkü sanayicinin direnci kırıldı, azmi ve iradesi yok oldu, morali bozuldu. Sanayici krizden %70 oranında etkilendi. Ancak -haklı olarak- çoğu gizliyor krizden etkilendiğini. Çünkü piyasada "adım kötüye çıkar" kuşkusuyla son demine kadar direniyor.

Temel girdiler döviz üzerine, fakat satışlar TL. üzerinden... Döviz birden yükselince elbette otomatikmen kriz yaşanacak. Özellikle LPG üzerinde yeni yatırım yapanlar olmuştu. LPG'ye gelen zamanlar piyasayı etkileyince, herşey altüst oldu ve yatırımlar boşa gitti. Geceleri elektrik ucuz tarife ile verilmeye başlayınca fabrikalar gece mesaileri başlattı. Ancak devlet, gece enerjisine de zam yapınca bütün yatırımlar altüst oldu, alınan işçiler boşa çıktı. Eskiden işçi bulunamazdı.. Maalesef şimdi işçi çıkarılıyor. Devletin yanlış politikası ve bazı çevrelerin "yeşil sermaye" safsatası herkesi tedirgin etti. Bundan yalnız fabrika sahipleri zarar görmedi, binlerce işçi sokağa atıldı, üretim durdu, nice ailelerin ocağı söndü, niceleri evine ekmek götüremez hale düştü.

Bir başka acı gerçeği daha var bu işin... Holdinglere vatandaş "kâr payı" olarak elindeki parasını yatırıyor ve üç-beş kuruş mutfak masrafını karşılıyordu. Dışarıdan işçiler gelip fabrikaları geziyor, yatırımları görüyor ve paralarını gönül rahatlığı içinde yatırıyorlardı. Herkes korkudan para yatırmadığı gibi, içerideki parasını da çekmeye başladı. Bu baskıya dünyanın hangi kurumu dayanabilir ki Konya holdingleri dayansın!.. Herşeye rağmen ben inanıyor ve güveniyorum ki, devlet güvence versin Konya holdingleri Kemal Derviş'ten daha çok para getirirler yurtdışından. Çünkü, bu yatırımcıların, bu müteşebbislerin doğru iş yaptıklarına ve yapacağına dair dışarıdaki işçilerimizin ve halkımızın güveni tamdır."

Ayrımcılığa ve krize rağmen ayaktayız!

Kombassan Holding'e ait Acar Hidrolik Makina Sanayii'nde çalışan (Kulu'lu) Şükrü Yalınkılıç ise işçiler adına şunları söylüyor: "Devletin yeşil sermaye olarak ayrım yapmasından sonra özellikle Konya'daki holdingler krizle birlikte iyice sıkıntıya girdi. Buna rağmen bizim fabrikada 115 işçi çalışıyor ve hiç işçi çıkarılmadı. Şayet Kombassan'ın hızı kesilmeseydi durum çok farklı olurdu. Bu kuruluşların kıymeti anlaşılamadı. Türkiye'de kimsenin yapmadığı ağaç sökme ve dikme makinasını imal ediyoruz. Ayrıca vinç ve çeşitli makinalar üretiyoruz. Halkımız Kombassan gibi kuruluşları biliyor.. Bir de devletimiz bilebilse!"



23 Mayıs 2001
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED