T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Harikulade bir mavinin çocukları...

Baharın insanı serseme döndüren bu harikulade kokusunu duyuyor musunuz? Bir bebeğin gözünü aralayışından daha yumuşak o mavinin yürekleri ateşle yanıp tutuşturan, şarkılar söyleten kokusunu duyuyor musunuz?

O baştan çıkarıcı, yıldız yıldız çiğle döşenmiş, başı dumanlı nisan mavisinin sesini duyuyor musunuz?

Dünün acılarını örtüp bizden gizleyen, yarını hayallere saklayan nisan mavisinin sesini duyuyor musunuz?

Bir kez olsun çıkaralım yüreğimizi, çıkarıp atalım nisan gecelerinin aşk dolu koynuna...

Çünkü, nisan gecelerinin soluğu bir kızın kirpiklerinin birbirine dokunuşundan daha yumuşak, acılarımızın ateşinden daha tazedir.

Hemen şimdi, nisan kadar mahrem, nisan kadar taze, nisan kadar gizemli bir yağmurla buluşmaya ne dersiniz?

Geceleri usul usul kaldırımlara vuran, dünyanın bu tarafında bir başka türlü yananlara şarkılar söyleyen, evlerin pencerelerinden arzulu fısıltılarla geçen, yaprakların arasına gizlenmiş kuşlara usulcacık masallar anlatan, omuzlarımızı okşayarak ırmaklara akan yağmurun senfonisini duymaz olduk.

Artık yağmur, geceleri uykularından uyanmış çocuklara masallar anlatıyor şimdi. Sadece çocuklar için gülüyor, çocuklar için ağlıyor geceleri pencere camlarına karşı... Ve sadece onları alıp götürüyor uzak düş ülkelerine...

Dünyanın bu tarafında, yalnız çocuklar kaldı, su birikintilerini görünce sevinç çığlıkları atan...

Yalnız çocuklar kaldı, burunlarına iri yağmur damlaları vurunca incecik gülen...

Yalnız çocuklar kaldı, nisan yağmuru en güzel masallarını anlatırken camlara bakıp annelerini özleyen...

Nisan'da yağmurlara çıkmanın, aşkları yeniden keşfetmenin, kardelenlerle yeniden çıldırmanın zamanıdır şimdi...

Harikulada nisan mavileriyle çocuklara yeni umutlar taşımanın, hayallerimize karışan ihanet çizgisini geçmenin, körelmiş sevgileri yeniden alevlendirmenin, şiirlerle kol kola yürümenin zamanıdır şimdi...

İsmet Özel'in dediği gibi sevgiler için geç kalmamanın zamanıdır şimdi...

"Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
bahar da sürgünlenir içime katranlar da
hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum'


15 Nisan 2001
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED