T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Tepki göstermeden uzlaşma olmaz

"Tek Parti Dönemi"nde "devlet"in eleştirilmesi sözkonusu olmayan bir güç olduğu, toplumun bütün kesimlerine kabul ettirildi. Böylece "devlet" herşeyin sahibi oldu.

Türkiye'de "devlet"in varlığının "toplum"a değil, "toplum"un varlığının "devlet"e borçlu olduğuna inanılır. Bu yüzden de "devlet" bütün bir ülkeyi "tapulu arazi"si olarak görür.

Sivil ve asker bürokratlar "Çok Partili Dönem"de bile, ülkeyi "emir komuta" zinciri içinde yönettiler. Türkiye "seçilmişler"den daha çok "atanmışlar"ın yönettiği "dayatmacı" bir ülkedir.

Sözkonusu yönetim "28 Şubat" sürecinde medya ve iş dünyasından da büyük destek gördü. Emir komuta zinciri içindeki dayatmacı yönetim ülkeyi yangın alanına çevirdi.

Toplum bütün kesimleriyle sokaklara döküldü. Dün esnaf sokaklardaydı, bugün de çalışanlar. Toplum tepki göstermesini öğrendi.

"Devlet" ile "toplum" arasındaki emir komuta zinciri esnaf yürüyüşleriyle büyük ölçüde kırıldı. "Devlet"in karşı konulmaz gücünün büyüsü bozuldu.

"Devlet" ile "toplum" arasında "uyum" ve "düzen" olmadan "siyasi" ve "ekonomik" istikrarın sağlanamayacağı ortaya çıktı.

"Devlet" ile "toplum" dost olmak zorunda. "Devlet" "subay", "toplum" da "er" değildir. Arada emir veren "üst" ve emir alan "ast" ilişkisi yok, "dayanışma" ve "yardımlaşma" vardır.

"Devlet" dünyanın her yerinde "toplum"a hizmet için vardır. "Devlet"lerin "toplum"ları olmaz. "Toplum"ların "devlet"leri olur. "Devlet" bir hizmet ve güvenlik kurumudur.

Türkiye'de "toplum"un "devlet"i değil, "devlet"in "toplum"u var. Bunun için de Türkiye krizden krize sürükleniyor.

"Devlet" "toplum" üzerinde "mutlak" iktidar istiyor. Bu yüzden "toplum" "devlet"i değil, "devlet" "toplum"u yönlendiriyor.

Devlet "esnaf", "işçi" ve "işveren" kurum ve kuruluşlarında neler konuşulduğunu bilmek istiyor. Bu yolda her kurum ve kuruluşu emir ve komuta zincirine bağlanmaya çalışıyor.

"Devlet" "çoğulculuk"tan daha çok "tek-tiplilik" peşinde. Bunu sağlamak için, bütün kurum ve kuruluşları "ordu" gibi, katı bir hiyerarşik yapı içinde örgütlemeye çalışıyor.

Toplumların zenginliği "teklikte birlikten" daha çok "çoklukta birlik"ten gelir.

Toplumların dinamizmi farklılıktan kaynaklanır. Farklılığın olmadığı yerde, gelişme olmaz.

Farklılıkta odaklanma "toplum"u "devlet"ten daha hızlı değiştirir. Çünkü farklılık tepki göstermektir. Tepkisiz toplumlar değişimin öncüsü olamazlar.

Türkiye'yi "devlet" değil, tepki göstermesini bilen "toplum" değiştirecektir.

Tepki göstermeden uzlaşma ve gelişme olmaz.


15 Nisan 2001
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED