Öykücü Cemil Kavukçu'nun yeni kitabı "Gemiler de Ağlarmış" okuyucuyla buluştu. Daha önceki kitaplarını, özellikle kasaba hayatı üzerine kuran ve küçük yerlere uyum sağlayamayan marjinal insanları işleyen Kavukçu, bu kitabında açık denizlere yelken açıyor ve denizcilerin farklı yaşamına ışık tutuyor.

Kavukçu kitaba adını veren Gemiler de Ağlarmış isimli en uzun öyküsünde, "son derece tekdüze, karayla bağlantısı kopmuş, dar bir alanda yaşamak zorunda kalan gemicileri" anlattığını söyledi. "Yaşam koşullarından olsa gerek denizcilerin anlatacak çok hikayesi vardır" diyen Cemil Kavukçu, bazı insanların "yüzen hapishane" olarak gördüğü gemi içindeki yaşamı, başından geçen olaylar, gözlemler ve hikayeler ekseninde aktarıyor.

Kitap, sadece deniz öykülerinden oluşmuyor. Yazar, tüm eserlerinde irdelediği iletişimsizlik, yalnızlık temalarını, bu sefer de "Giz Bahçesi" öyküsü içinde işliyor. "Yazarken öykünün nereye varacağını, nasıl sonuçlanacağını bilmem" diyen Cemil Kavukçu, yazım serüvenini, "Özel Yaşam Hırsızları" öyküsünde bozuyor. Bu kurgu hikayede yazar, "ayağa düşen mahremiyet kavramını", bir grup "ruh röntgencisi" gözüyle sorguluyor ve özel yaşam hırsızlığının, insanları sürüklediği noktaya dikkati çekiyor. "İnsanların mahremiyeti, başkalarının ilgisini çekiyor ve biraz ayağa düştü gibi..." diyen Kavukçu Biri Bizi Gözetliyor programının anlayışını da eleştirdi.

Patika adlı kitabıyla 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazanan Kavukçu'nun Pazar Güneşi, Temmuz Suçlu, Uzak Noktalara Doğru, Yalnız Uyuyanlar İçin, Bilinen Bir Kitapta Kaybolmak, Dört Duvar Beş Pencere adlı öykü kitaplarıyla "Dönüş" adlı bir romanı bulunuyor.