|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gaziantepspor, Gençlerbirliği, Kocaelispor ve Samsunspor Türkiye'nin anadoludan çıkan "yükselen değerleri" oldular. Onlara "prenslikler" verilmedi, tam tersine İstanbul'un sırtını dönmesine rağmen tırmanmaya ve büyük takımlara örnek olmaya başladılar. GAZİANTEPSPOR KAÇ yıldır hep yukarılara oynuyor. Bu sezon UEFA Kupası'na katılabilmeyi bile kendine yeterli görmüyor. Mükem-mel ve örnek tesislere sahip. Taraftarı çok sakin ve yenilgiyi de olgunlukla kabul edebiliyor. Yeneni alkışlıyor. Gaziantep'te küfür artık hiç yok. Sakıp Özberk'le ve inanmış futbolcularını sükunetle yöneten Celal Doğan'ın başkanlığında şampiyonluğu elde etmelerine az kaldı. Sadece onlar hazır da İstanbul medyası hazır değil henüz.. GENÇLERBİRLİĞİ SENELERDİR hep ortanın üstünde. Ticaret yapmayı bırakıp küçük maçları da büyük oynamayı öğrenmeleri gerekiyor. Türkiye Kupası onların. Üstelik kolay yoldan da gelmediler. Sattıkları adam Geremi, Real Madrid'de direk olarak oynuyor. Tesisleri büyük denilen takımları bile imrendirecek düzeyde. Başkanları İlhan Cavcav ise tüm Birinci Lig kulüp başkanları adına vekalet kullanabilecek kadar ağırlıklı. SAMSUNSPOR YILLARDIR düşmelerden uzak. Bugünlere getiren başkanı İsmail Uyanık artık kulübü Samsun Belediyesine terketmiş durumda ama kurduğu yapı ve bugünkü kadroyla teknik ekibi bile onun oluşturduğunu biliyoruz. Sadece hayallerini büyütmeleri gerekiyor. Seyircilerini üç sonuca da hazırlayabildikleri takdirde Samsunspor geleceğin takımı olacaktır. Türkiye'nin en zeki hocalarından Bülent Ünder ile sessiz sedasız büyük işler başardılar. Çünkü onlar Serkan ve Celil'i satıp daha yukarı çıkmayı başarabilmişlerdir. Karadeniz ekibi, şimdi de Yücel Uyar ile yine yukarılarda kalmayı başarıyor. KOCAELİSPOR ÖLÜMLERDEN döndüler. Evleri yıkıldı, sahaları kırıldı ama yılmadılar. Futbolu seven ve bilen başkanları Sefa Sirmen ile kahırlı yılı yukarılara tırmanarak götürüyorlar. Üstelik can havliyle oynadıkları maçlarda bile futbola sırtlarını dönmeden, üstelik alkışı hakederek ter döküyorlar. ... VE DİĞERLERİ
KONYA'nın göze hoş gelen futboluyla ayrılana kadar Mustafa Çapanoğlu'nu ve takımını, Rıdvan Dilmen'in Altay'ını, yıllardır bitmeyen sabırları ile engelleri aşmaya çalışan Elazığspor'u ve Şeref Tutaş'ı, İstanbulspor ile Aykut Kocaman'ın pırıl pırıl parlamasını, Ümit Kayıhan'ın taş gibi takım yaptığı Göztepe'yi göz ardı edemeyiz.
Onlar Türkiye'nin yükselen değerleridir.
Onlar geleceğin "büyükleri"dir.
Üstüne üstlük "zaten büyük" F.Bah-çe'nin bu yıl son yollarda hiç olmadığı kadar alkış alan futbolunun mimarı olan Aziz Yıldırım ve Mustafa Denizli ikilisinin arasından Oğuz Çetin'i çekip çıkararak en son "Jön Türk" olarak bu listeye almamız gerekir.
|
|
|
|
|
|
|