|
|
|
|
Yok tabii böyle bir meydan.. O meydandan ismini alan bir Madımak Cafe de yok buralarda. Bu satırları Republica Meydanı'nda, Kral Juan Carlos'un taş kesmiş heykeliyle göz göze yazıyorum. Bulunduğum yerin sağ tarafındaki büyük cadde de çok iyi biliyorum ki, 4 km sonra Barnebau Stadı'na çıkıyor. Beş maç anlatmışlığım var bu statta. İkisi Dünya Kupası, üç de maç izlemişim. Yani tam 7 kez "futbol acısı" olmuşum 110 bin kişi istihdam edilen bu statta. Çarşamba dokuzuncuyu yaşayacağım.. Ezeli rakibi Milan'ı geçen Galatasaray, bir başka ezeli rakibi Real karşısına çıkacak ve eeee... Ya döktürecek.. ya da dökülecek.. Normali yok, sıradanı hiç yok bu işin. Turlar zayıf, seyirci az, zaten gelseler de 2 binden fazla bilet vermiyorlar, 70 bin kombineyle 100 bin kişiyi doldurup başımıza yıkacakları stada. Eğer statü "Champions League" olmasaydı mazaallah daha önce defalarca yaptıkları gibi naklen yayına da izin vermezler ve "döve döve" yenerlerdi. Şimdi "seve seve" yenmek zorundalar.. Biraz evvel tanıştım, Ulm'den gurbetçi Şakir Bey ve familyası da burada, Fransa'ya çoktan göçmüş Balatlı Mişon da.. Hepsi Galatasaray'ı ve Türk bayrağını görmeye gelmişler. Zaten Türk bayrakları da omuzlarından yere kadar sarkarak dolaşıyorlar. İspanyollar bana ilk kez bu kadar boğaya benzer görünüyorlar. Durmadan elleriyle avuçları bize açık olarak, kollarını öne arkaya sallayıp avuç içlerini gösteriyorlar. Ne demek istediklerini pek anlayamadım ama 5 parmakları da açık duruyor hep.. Çok şükür ki nisan ayındayız ve bu yıl da bir takımımız Avrupa'da tur arıyor. Üstelik mucize değil, ilk maçı yenmiş olarak avantajlı çıkarak tur arıyor. Bu nedenle kendimi ezik hissetmiyorum ve Türkler'e rastladıkça her yer bana "Madımak Oteli" ya da "Madımak Cafe" gibi geliyor. Haydi hayırlısı..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |