1960'lı yıllarda Halk Bankası'nın hisse senetlerinden alan küçük yatırımcılar haklarının korunması için Devlet Bakanı Derviş'ten yardım istediler.

Kamu bankalarının ortak yönetim kurulu oluşturulması kapsamında, Halkbank`ın küçük hissedarları, sorunlarına çözüm bekliyor. Halk Bankası Genel Kurulu`nda sermaye artışı yapılacağı haberleri üzerine 1983 yılından bu yana kâr payı alamayan bir grup hissedar, haklarının korunması için Devlet Bakanı Kemal Derviş'e bir faks çekerek yardım istedi. Bir grup hissedar adına Bakan Derviş'in yanısıra Halk Bankası ve Hazine Müsteşarlığı`na da faks çeken Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cengiz Özdiker, küçük banka hissedarlarına 1983 yılından bu yana kâr payı dağıtılmadığını, ortakların genel kurul ve yönetim birimlerinde temsil edilmediğini belirtti. Özdiker, hisse senedi sahiplerinin idari, mali ve hukuki haklarının korunması ile genel kurul ve yönetim organlarında temsilini istedi. Öte yandan Halk Bankası tarafından gönderilen cevabi yazıda, banka kayıtlarında ve hisse senedi üzerinde yazılı değerin itibari değer olduğu, esas alım satım değerinin üçüncü kişiler arasında oluşan değer olduğu belirtilerek, bunun da bankanın bilgi ve müdahalesinde olmadığı kaydedildi.

Halkbank'ın cevabı

Yazıda, banka tarafından hisse senetlerinin geri alınıp bedelinin ödenmesine yasal yönden imkan bulunmadığı vurgulandı. Bankanın kuruluşunu izleyen yıllarda gelişip güçlenmesi amacıyla satılan hisse senetlerine 1963, 1966, 1967, 1968 ve 1969 yıllarında temettü ödendiği, 1969 yılından sonra da 1983 yılına kadar banka genel kurullarında kârın dağıtılmayarak mali bünyenin güçlendirilmesi amacıyla özkaynaklara ilavesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.

Bazı hisse sahipleri ise 1960'lı yıllarda alınan ve 100 lira nominal değeri bulunan hisse senetleri için o tarihlerde çok büyük paralar ödendiğini, oysa bugünkü değeri ile hisselerin parasal bir değerinin kalmadığını belirtiyor. Kâr payı alamadıkları için sermaye artırımına gidildiğinde buna katılamadıklarını anlatan hissedarlar, dolayısıyla sermaye içindeki paylarının zaman içinde eridiğine dikkat çekiyor.