|
|
 |
Acil servislerde dram
Hastanalerin acil servislerine her gün onlarca hasta getiriliyor. Hastalar içerde yaşam mücadelesi verirken, dışarda yakınları bir yanda hastalarının kaygısını taşırken, diğer yandan orada kendileri de yaşamaya çalışıyorlar. Böylelikle hayat onlar için daha da zorlaşmaya başlıyor. Acil servisin yeni müdavimleri ise genellikle kaza ya da ani bir rahatsızlık sonucunda yakınlarıyla gelenler. Bayramın ikinci gününde Avcılar'da meydana gelen kazada kızlarını kaybeden Servet Ailesi, kazadan yaralı olarak kurtulan torunları Asya'nın bir an evvel iyileşip eve dönmesinin hayalini kuruyorlar. İki bilinçsiz halk otobüsü şoförünün şehir içinde yaptığı hız yarışı sırasında yaralanan Asya'nın yakını Ekrem Servet, bayramda hiç trafiğe çıkmadıklarını söyleyerek, "Fakat ecel nerede olsa buluyor" diyor. Tedavi masraflarının oldukça ağır olduğuna dikkat çeken Servet için önemli olan, Asya'nın iyileşmesi.
SSK'lının itibarı yok
Bir buçuk aydır hastane kapılarında çare arayan Yılmaz ailesinin son durağı Çapa Tıp Fakültesi Acil Cerahi Servisi. Hasan Yılmaz'ın mide kanseri olan ve bir buçuk ay önce Ereğli'den getirdiği annesi Şehriye Yılmaz, ilk tedaviyi Göztepe Devlet Hastanesi'nde gördükten sonra Çapa'ya sevk edilmiş. Halen ailenin dört ferdi ile beraber dönüşümlü olarak, bir akrabalarından aldıkları minibüste 15 gündür acil kapısında bekliyorlar. Ameliyat sırasında sürekli ilaç ve kan gibi ihtiyaçlar çıktığını ve bunları karşılamak için hazırda beklediklerini anlatan Yılmaz, "Bunun yanında SSK'lı olmamıza rağmen anlaşmalı eczanede her ilaç bulunmuyor ve biz de dışardan kendi cebimizden temin etmek zorunda kalıyoruz. SSK'lı isen burada itibarın olmaz" diyor. Acil servis çalışanlarıyla artık dost olan bir baba ise İbrahim Arifoğlu. Çocuğunu yüksek ateş nedeniyle hastaneye getiren Arifoğlu yaklaşık bir aydır acil servis önünü mekan tutmuş. Oğlunun şu anda yoğun bakımda olduğunu kaydeden Arifoğlu için bayramın hiç bir anlamı olmadı. Çünkü o, sadece "Çocuğum" diyor. Hastane bahçesine park ettiği minibüsün içindeki birkaç battaniye ile geceleyen Arifoğlu, oğlunun rahatsızlığı nedeniyle bir aydan beri işine gidemediğini ve 5 milyar liraya yakın masraf ettiğini söylerken "Ama hiç bir şey umrumda değil. Yeter ki yavrum iyileşsin" şeklinde konuşuyor.
Hastasını arefe günü ameliyat ettiren Hüseyin Çimen, bayramda çalışan akraba ve dostlarınnın kendilerini hastanede ziyaretlerine geldiğini anlatarak, yeni yılı da burada geçirdiklerini ve bundan büyük ıstırap duyduklarını söylüyor.
|
 |
|