YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Ersümer istifa etmelidir, çünkü...

Dünyada yükselen değer ve en büyük yatırımların yapıldığı alan 'enerji sektörü'... Uzmanlara göre, dünyanınn en fazla enerji açlığı çeken ikinci ülkesi (birincisi Çin) Türkiye. Sektör uzun vâdeli yatırım gerektirdiği için son bir kaç yıldır milyarlarca dolarlık enerji projjesi ihaleye açıldı; önümüzdeki dönemde daha pahalı projeler devreye girecek... Bütün projelerin altında, siyasi sorumlu olarak, tek bir isim yer alıyor: Enerji bakanı Cumhur Ersümer... ANAP'ın içinde yer aldığı hükümetlerin hepsinde, Ersümer, enerji bakanlığı koltuğunda oturdu, şimdi de o oturuyor...

Devlette devamlılık esas ise, Ersümer'in sürekli aynı koltuğa uygun görülmesi bunu sağlayan unsurlardan biri. Mesut Yılmaz'ın "Kendimi aklayana kadar hükümette yer almayacağım" dediği süre içerisinde, Ersümer, partisine ayrılmış 'başbakan yardımcılığı' koltuğunu da işgal etti; icracı bir bakanlıkla o unvan geleneksel olarak birarada düşünülemeyeceği halde... Üstelik enerji bakanı enerjiyle ilgisiz bir mesleğin sahibi: Hukukçu...

Hukukçu oluşunun, icraat yaparken kendisine fazla yararı dokunmasa bile, bakanlığının şu sıralarda karşı karşıya bulunduğu sorunun çözümüne katkısı olabilirdi. Çünkü, başında bulunduğu bakanlık, bir süreden beri, yargının görev alanına giren bir dizi skandala konu teşkil ediyor. 10 kadar bakanlık üst düzey bürokratı, bakanlık kontenjanından çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği yapanlar, bakanlığın açtığı ihaleleri kazanmış işadamları gözaltına alındı, alınıyor. Hazırlanan tezkere, "Enerji bakanlığında kim kimdir?" gibi bir belge; pek çok gözlemci, soruşturmanın kritik kişilere kadar uzanacağı iddiasında.

Böyle bir durumda, en basit bir hukuk bilgisi bile, 'siyasi sorumluluk' kavramını hatırlamaya yarardı. Ancak, enerji bakanlığı koltuğunda oturan hukukçu bakan, hukukun temel ilkelerinin emrettiği, 'soruşturmanın selâmeti açısından' üzerine düşen görevi yerine getirmeye direniyor. Bakanlıkların birer 'hizmet' makamı olduğunu pek hatırlamak istemiyor; hizmet makamı, hizmete engel olmaya başlandığında çekilinmesi gereken makamdır oysa...

Enerji ihalelerinde yolsuzluk yapıldı mı? İddialar var ve soruşturuluyor; iş yargı safhasına intikal ettiğinde gerçek nasıl olsa ortaya çıkacaktır. ANAP'ın enerji bakanlığında bulunmasının 'sebeb-i hikmeti' gibi görünen 'mavi akım projesi' üzerinde de spekülasyonlar yapılıyor. Projenin pahalı oluşundan, ihalelerin yerleşik usullere riyaet edilmeden gerçekleştirildiğine, eş-dost kayırmacası yapılmasına kadar bir dizi söylenti. 'Mavi akım' ile ilgili bilgi ve belgelerin peşine düşen Yeni Şafak haber kadrosu konuyla ilgili gerçekleri gözler önüne serme hazırlığında. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler, Cumhur Ersümer'in başında bulunduğu bakanlığın bugüne kadar maruz kaldığı iddiaları gölgede bırakacak bulguları ortaya koyacağa benziyor. Projeyle ilgili ilk çalışmayı yürüten şirkete fiyatları şişirme talimatı verildiğini, işe yaramadığı karara geçirilen ANAP'a yakın işadamlarının şirketine pastanın bütününün teslim edildiğini öğrenmek herkes için şaşırtıcı olmalı.

Bir bakanın görevini bırakmasını gerektiren şart onun kendisinin bizzat yolsuzluk yapması değildir. Bakanlık koltukları siyasi sorumluluk yerleridir ve kendisi işbaşındayken bakanlığın yasadışı iddialara hak verdirecek bir görüntüye sahip olması bile bir bakanı o onurlu kararı almaya zorlar. Almanya'da, Fransa'da, İtalya'da ve en son İngiltere'de örneklerine rastlanan bakanların istifa jestleri bunun açık örnekleridir. Bizde, siyasi sorumlular, anlaşılmaz bir biçimde, son dakikaya kadar koltuklarına sımsıkı sarılmayı tercih ediyorlar. Cumhur Ersümer, kendisine yönelik istifa çağrılarını 'komplo' gibi görebiliyor.

Oysa, gelecek 20-30 yılı ipotek altına alan ve dolar cinsinden bol sıfırlı ihalelerin söz konusu olduğu bir bakanlıkta, rüşvet iddiaları ayyuka çıktığı anda, siyasi sorumluluk sahibi olan kişiye düşen, kendisi habersiz bile olsa, koltuğunu boşaltmaktır. Bakanlığında olup bitenlerden haberliyse sorumluluk onundur çünkü; habersiz ise siyasi sorumluluğa lâyık değil demektir... Bülent Ecevit 'istikrar' saplantısı sebebiyle görmüyor, ama şâibeli işlere sahne olmuş bir bakanlığın siyasi sorumlusunu görevine devam ettirmek hükümeti de müthiş yıpratıyor...

Cumhur Ersümer'e tavsiyemiz, direnmeyi bir tarafa bırakarak, başında bulunduğu bakanlığın şâibeden kurtulmasına yardımcı olmasıdır. Bunun yolu da, soruşturmanın selâmeti için, istifa etmekten geçiyor. İddialar yanlış çıkarsa, buradan söz veriyoruz, kendisini aynı koltuğa teklif etmek bizim boynumuzun borcu olacak...


29.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...