![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Böyle bir medyayla asla...
"Terörü büyük ölçüde Batı Avrupa ülkeleri yönetiyor" demekle, "Terör Avrupa'dan yönetiliyor" demek aynı şey midir? "Ne münasebet?" dediğinizi duyar gibiyim. Bu başlıkların her ikisi de Milliyet'in dünkü sayısında yer aldı; hem de ilki birinci sayfadan olmak üzere iri puntolarla. Ayrıca önemli olarak, her iki açıklama da Başbakan Ecevit'in ağzından çıkmış gibi. Sorumlu gazetecilik böyle bir şey olsa gerek! Başbakan'ın ağzından verilmiş "Terörü büyük ölçüde Batı Avrupa ülkeleri yönetiyor" açıklamasına gözü ilişen Milliyet okurlarının ruh halini düşünün... Diyarbakır'da gerçekleştirilen kanlı suikastın hemen ardından bu açıklamayı okuyanlarda Avrupa Birliği sevdası falan kalır mı? Oysa, tahmin ettiğiniz gibi, Başbakan'ın yaptığı açıklama terörün "Avrupa'dan yönetildiği"ni söylemekten ibaret. Tabii o da henüz bir varsayım. Milliyet'in Ankara Temsilcisi Fikret Bila'nın "Diyarbakır'da gerçekleştirilen saldırıların kaynağı ve merkezi konusunda net bir bilgi ortaya çıktı mı?" şeklindeki sorusuna Başbakan'ın cevabı aynen şöyle: "Güvenlik güçleri araştırmalarını, incelemelerini sürdürüyorlar. Ben daha önce de belirttiğim gibi terör örgütlerinin büyük ölçüde Batı Avrupa ülkelerinden yönetildiğini düşünüyorum. Nitekim son olayla ilgili olarak da Almanya'da olduğu belirtilen bir örgüt liderinin yönlendirici olduğu yönünde haberler yansıdı. Bunun üzerinde duruluyor." Görüldüğgü gibi, Başbakan'ın açıklamasında anlaşılmayan bir yan yok. Başbakan böyle "düşünüyor"; bu tür haberler üzerinde henüz "duruluyor"... Bu apaçık açıklamayı Milliyet gibi bir gazetenin anlamamış olması mümkün mü? Bir varsayımı tamamen bozarak, onu "Terörü büyük ölçüde Batı Avrupa yönetiyor" şeklinde her bakımdan sakıncalı ve tehlikeli bir "hakikat"e dönüştürmenin ne âlemi var? Milliyet'in yaptığı gibi, bu tehlikeli başlığın altına bir de "Emir Almanya'dan geldi" notunu iliştirirseniz, artık şu Avrupa Birliği meselesini alıp başınıza çalın! Gazetenin sürmanşetten "YİNE HANS" uyarısını yaptığını da unutmayın... Geçenlerde Dr. Melih Bulut'un "Güçlü Türkye Projesi" adına postaladığı bir mesaj vardı. Avrupa Birliği'ne üyelik konusunda özellikle hassas olan bu sivil toplum girişiminin "Referandum şart oldu" başlıklı bu mesajında, hükümetin AB'den yan çizmeye başlaması hatırlatıldıktan sonra şöyle deniyordu: "Türkiye için, çocuklarımızın geleceği için bu kadar önemli bir süreçte böyle bir hükümete güvenemeyiz. (...) Türkiye için bir gelecek tasarlamak kabiliyetinden de yoksundur. (...) Zaten meselenin asıl sahibi de şu anda aralarında hararetli atışmalar yapan devletin çeşitli organları, kurumları değil; halkımızdır." Güçlü Türkiye Girişimi'nin çözüm için önerdiği "referandum" hakkında henüz düşünmem gerekiyorsa da, teşhislerine tamamen katılıyorum. Ancak, Milliyet'in işi gücü bırakıp giriştiği dezenformasyon çabasını da dikkate alarak, Melih Bulut'un gönderdiği mesaja bundan böyle şu cümlenin eklenmesinin de yararlı olacağı düşüncesindeyim: "Türkiye için, çocuklarımızın geleceği için bu kadar önemli bir süreçte böyle bir medyaya da güvenemeyiz."
kbumin@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|