YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

Ankara Konya'ya neden bu kadar uzak?

Hz. Mevlana "Kim olursan ol, gel" demiş ya.. Ben de, aradan altı ay geçmeden, yine Konya'ya gittim..

"Yeni Şafak"ın 7'nci kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinliklere katılmak için, Konya'dayım bu kez..

Ve yine "Orada bir Konya var uzakta.. Ankara engellese de, o Konya bizim Konyamızdır" diye düşünerek geçirdim günlerimi..

Gerçekten, akılla, mantıkla, "vatanın milleti ve toprağı ile bölünmez bütünlüğü" ilkesi ile bağdaşmayan, Konya'ya "dönük resmi tutum"un yansımaları, yine şaşırttı beni..

Türkiye, Hazinesi, Maliyesi ve işadamları ile, "aman sermaye gelsin" diye kendini yerden yere atıyor.. Kaçan yabancı sermayeyi geri çekmek için, inanılmaz tavizler veriliyor..

Buna karşı aynı Türkiye'nin "şimdiki" yöneticileri, Konya'daki sermayeyi ve girişim gücünü caydırıp, kaçırmak için, yapmadıklarını bırakmıyorlar..

Eğer bir Konyalı girişimci iseniz, yapacağınız yeni yatırım için, Ankara'dan teşvik almanız, "imkansız" denecek kadar zor..

Bir kere damga vurmuşlar Konyalı girişimcilere.. "Yeşil Sermaye" demişler..

İstihdam da yaratsanız, ihracat da yapsanız, makarna veya motor da üretseniz, faydası yok..

Nasıl Diyarbakırlılar, şehit emniyet müdürü Gaffar Okkan'da, "kendilerine yakın olan sevimli devlet"i buldularsa, Konya'lı girişimcilere de, kendilerini tehdit olarak görmeyen bir Gaffar Okkan'ın bulunması gerekiyor..

Acaba Konya'nın sanayicileri, kendilerini Ankara'da temsil edecek Hristiyan veya Budist ortaklar bularak mı, Devlet'in engellemelerini aşmalılar?.

"Konya kenti"ne gelince.. Geçen defa olduğu gibi bu sefer de, konuksever Belediye Başkanı Mustafa Özkafa tarafından ağırlandık, gezdirildik.. Belediye kooperatiflerinin yaptırdığı ve 17 bin marka satılan, 140 metrekarelik konutları gördük..

"7 tepeli İstanbul"dan giden bizleri, dümdüz Konya'nın "tepe özlemi" şaşırttı..

Bu Mayısta hizmete açılacak olan yapay "Salahattin Tepesi"ndeki parkı, beğeni duyguları içinde gezdik.. Kentin, inşaat molozlarının yığıldığı bir alanı ıslah edilerek, "Salahaddin Eyyübi Tepesi" üretilmiş..

Bunlar gördüklerimizden bazıları.. Yediklerimize gelince "etli ekmek" ve "tandır" ağırlıklıydı..

Sohbet ederken, Konyalıların da Antepliler gibi boğazlarına ve ağızlarının tadına düşkün olduklarını iyice anladık..

Başkan Özkafa, "Reşit Amca" hikayeleri ile, bu gözlemimizi iyice pekiştirdi..

Reşit Amca yaşlanıp, sağlığı tehlikeye girince, oğlu onu doktora götürmeye karar vermiş.. Belli ki doktor da diyet verip, yemeği kısacak..

Reşit Amca, hemen masa başına geçip, tıka basa, ağır, yağlı yemekleri yemeye başlamış..

Oğlu, "baba ne yapıyorsun" deyince de şu cevabı vermiş:

- Doktora daha gitmedik ki.. Doktor henüz perhiz vermedi ki..

"Yeni Şafak"ın yıldönümü etkinliklerine gelince..

Temsilcimiz Lokman Koyuncuoğlu'nun mükemmel organizasyonu, Konya'nın Kapalı Spor Salonu'nu dolduran binlerce "Yeni Şafak" okuru ile buluşmamızla noktalandı..

"Yeni Şafak"ın yöneticileri ve biz yazarlar, gazetenin yarına bakışını anlattık.. Okurlarımızın seslendirdiği sevgi ve beğeni ifade eden alkışların yankılanması, hala kulaklarımızda..

"Derin millet"in düşüncelerini, duygularını ve yakınmalarını yerinde, yüz-yüze izleyerek geçen, Konya dolu günlerdi geride kalan..

Ah şu "Ankaralılar"da, Konya'nın, Anadolu'nun orta yerinde bulunan, cıvıl cıvıl, çağdaş, girişimci bir kent olduğunu bir görebilseler..

ŞAKA

Kulaklarını çekseydin ya..

Arkadaşımız Ramazan Öztürk'le yaptığı söyleşide Ahmet Vardar, "banker-medya"daki durumu şöyle özetlemiş..

- Batıranlar ayakta-çalışanlar batakta!.

A Vardar!.

Zamanında Dinç Bilgin'le Zafer Mutlu'nun da kulaklarını çekip, "sonra fena yaparım ha" deseydin, çalışanlar ayakta olurdu.. Batıranlar da, batırmamış olurlardı..

KONYA

İki tehdit: Kuraklık ve durgunluk!.

Geçen ziyaretimizle, bu defaki arasında en çarpıcı fark, Konya'ya "sivil bir terminal"den geçerek girmemiz oldu.. Geçen yılın sonundan beri, THY'nın uçakları, askeri hava alanında "birerli kol"dan yürüyerek, gecekondu terminale götürülen yolcuları taşımıyor..

THY'nın Konya seferleri, yeni terminal sayesinde, sivilleşmiş..

Ama, hem yurtdışına, hem de yurt içine çok büyük sayıda yolcu gönderen ve alan Konya için, bu seferler yetersiz.. Ve hala yurtdışına gitmek için, ya Ankara'ya, ya İstanbul'a uçmak şart..

Buna karşı, Konya'nın oto-garı, dikkati çekecek ölçüde düzenli ve temiz.. Her yarım saatte bir, dakika aksatmadan, onlarca otobüs, peronlardan hareket ediyor..

Konya'yı şu anda biri piyasadan, diğeri de doğadan kaynaklanan iki olgu tehdit ediyor..

Piyasada "durgunluk", doğada ise "kuraklık" var..

Yani Konya'yı, zor bir yıl bekliyor..

Zaten Ankara'nın engellemeleri ile sıkıştırılan "Konya Sermayesi", sürekli yeniden-yapılanma arayışı içinde..

"Kuraklık" ise, tarımsal üretimi de tehdit ediyor..


29.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...