YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Gerçek bir ülke ve jelatinimsi bir ülke...

Modern dünyada 'gerçek bir ülke' olmak ne demektir? Birleşmiş Milletler nezdinde devlet olarak kayıtlı olmanın buna yetmediğini birçok olayla birlikte biliyoruz. Gerçek bir ülke olmak, kurumların işleyişinin 'organik' bir temele dayanması demektir ve halkın kendini yöneten kurumların belli bir 'toplumsal mutabakat'ın çalıştırıcıları olduğunu düşünmesidir. Kendi içinde halkın sadece 'legal' değil 'moral' desteğini de alan bir ülkenin, görünürdeki özellikleri kazındığı zaman, 'toplumsal hareketlilikler' ile 'siyasi temsiller' ve bunların 'kurumsal karşılıkları' arasında 'organik' ilişkiler olduğu görülür.

Bunun tersi özelliklere sahip ülkelerin en önemli özellikleri ise, iç yönetimlerinde 'kuvvetler ayrılığı' prensibinin sadece kâğıt üzerinde kalması, uluslararası etkinliklerinin 'nesneleşme' düzeyinde olması ve kendi iç bütünlüklerini sürekli bir 'iç ya da dış hasım' yaratarak temin etmeye çalışmalarıdır. Böylesi ülkeler, BM kayıtlarına göre devlet sayılsalar bile, aslında gerçek bir ülke olmaktan uzaktırlar.

Kimi ülkeler ise 'aradadır'; demokratik hukuk devleti konusundaki iç tartışmalarını, hukuk devleti ilkesi doğrultusunda bir kararlılığa dönüştüremediklerinden, bu iki uç arasında 'salınım' halindedirler. Siyasal varoluşu ve uluslararası pozisyonu itibariyle gerçek bir ülke olduğu tartışma götürmeyen Türkiye sık sık bu iki uç arasında 'salınmaktadır'. Bunun sebebi yöneten aklının eskimişliğidir. Bu nedenle gerçek siyasal süreçler ile jelatinimsi/peltemsi süreçler yanyana yürümektedir.

'Gerçek bir ülke' ile 'jelatinimsi bir ülke' arasındaki en temel farklardan biri, makamlarla o makamları dolduran kişiler arasındaki ilişkidir. Gerçek bir ülkede makamlar saygı uyandırır ve o makamları dolduran kişilerin etkinlikleri güçlerini makamlardan alır. Jelatinimsi/peltemsi ülkelerde ise kişilerin etkinliği makamların karakterini tümüyle değiştirebilir. Bu köşede rahmetli Gaffar Okkan'ın kişiliğinin bu ülke için neyi temsil ettiği ve bunun ne kadar değerli ve önemli olduğu yazıldı. Fakat olaya bir başka açıdan da bakmakta fayda var. Neden şimdiye kadar Diyarbakır halkı ile bu halkın emniyetini sağlayan güçleri bu derece 'organikleştiren' bir örnek Gaffar Okkan'a kadar görülmedi? İşte bunun sebebi toplumsal talepler ile kurumlar arasındaki ilişkinin 'organik' bir karaktere bir türlü kavuşamamasıdır. Oysa Gaffar Okkan gibi istisnai bir kişiliğin yaptığı kadar organikleşmiş bir yönetim-halk ilişkisinin kurulabilmesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Diyarbakır gibi 'toplumsal alt-üst oluşların' en yoğun yaşandığı ve toplumsal talepler ile kurumlar arasındaki bağlarda 'ciddi yırtılmaların' meydana geldiği bir yerde bile bu meydana geliyorsa ve meydana gelen şey, aslında başka ülkelerde hukuk devleti ilkesinin tabii, kendiliğinden ve organik bir sonucu ise bunun üzerinde düşünmek şarttır.

Kurumlar ile toplumsal süreçler arasında halkın benimsediği ilişkilerin kurulmasının bu derece istisna olmasının sebebi, Türkiye'yi gerçek bir ülke olmaktan uzaklaştıran son yıllardaki uygulamalar sebebiyledir. Birçok kurumu temsil eden kişi, o kurumdan aldığı güçle, legal süreçlere uygun gibi görünen ama özünde 'moral süreçleri yırtan' uygulamalara imza attı. En son emekli başsavcı Vural Savaş, bulunduğu makamda irticaya ve ülkeyi bölmek isteyenlere karşı bir 'barikat' (?) kurduğunu ve o barikatın atanmasının yeniden gerçekleşmemesi sebebiyle 'yıkıldığını' (?) söyledi. Yine son yıllarda, şimdi emekli bazı generallerin görevleri sırasında TSK'nın kurumsal kişiliğinin çok önüne geçecek şekilde görünürleştiklerini gördük. Ellerindeki güçleri, 'andıç' belgeleri yoluyla nasıl olumsuz yönde çalıştırdıklarına şahit olduk. İşte bu örnekler yüzünden Türkiye'nin gerçek bir ülke olma özellikleri zedelenerek, ülke jelatinimsi/peltemsi bir yapıya yöneldi.

Oysa gerçek bir ülkede, kurumların Gaffar Okkan'ın uygulamaları ve şahsı gibi saygı görmesi gerekir...


29.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Ömer Çelik

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...