Savcı Talat Şalk'ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?

Son derece nitelikli buluyorum. Biz bu yargı bağımsızlığını mutlaka sahiplenmesini istiyorum. Biz bunun arkasındayız. Yalnız ben şunu da söyleyeyim; Biz 3 yıldır, 4 yıldır, 5 yıldır muhalefetteyiz 1997'den beri ve bizim yüz küsür davamız geçti. Bu yüz küsür davada çok büyük baskı, sadece içten değil dışarıdan basından şuradan buradan. Ben yargının direnme gücüne inanıyorum. Yani yargı herşeye rağmen çok onurlu bir tablo olabilir. Ben bu savcıyı da o nitelikte görüyorum ve bunun mutlaka desteklenmesini istiyorum. Ben de destekliyorum. İnandırıcı bulmuyorum. Şunu inandırıcı bulmuyorum. Bir yetkili kişi, bir savcı çıkıyor bir açıklama yapıyor. Bir açıklama değil, aslında bir bilgi istiyor. Nereden istiyor? Dünya bankasından istiyor, kuruluşlardan istiyor. 'Bu devletin itibarını zedeler. Ben bununla ilgili soruşturma başlattırıyorum. Haddini bil' deniyor. Yani bu sözü zaten kendisi denetim itibarını yok ediyorlar.

İkincisi, ondan sonra işte Meclis'teki olan olaylar kamuoyunun önünde kafasına kafasına milletvekillerinin vuruluyor. Bu itibarı zedelemiyor mu devlet Meclis'in? bu hassasiyet nerede? Bir milletvekili mezarda. Bütün kamuoyunun önünde hareket ediyor. Onda devletin itibarı zedelenmiyor mu? Ama herşeye rağmen onların bu direnci de saygıyla karşılanmalı. Çünkü kimileri Adalet Bakanı'ndan ki bu hükümetin bir parçası. İkinci demokrasi programında onun için birtakım önlemler koyduk. Orada bir müsteşar duruyor. Yani Adalet Bakanlığı'nın müsteşarı duruyor. Bütün bunların hiçbir şeye baskı unsuru olmadığını söylemek mümkün değil.

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "beyaz enerji" operasyonu nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Ankara DGM Savcısı Talat Şalk'a sahip çıkılmasını istedi. Şalk'ın IMF ve Dünya Bankası'ndan yolsuzlukla ilgili belge istemesine Başbakan Ecevit'in, "Türkiye'nin itibarını zedeliyor" şeklinde tepki göstermesini eleştiren Çiller, "Kamuoyunun önünde milletvekillerinin kafasına kafasına vuruluyor. Bir milletvekili mezarda. Bu devletin itibarı zedelenmiyor mu?" diye sordu.

Çiller, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüne neden olan Meclis'teki iç tüzük gerginliğinden sonra basında ilk açıklamasını Yeni Şafak'a yaptı. Başbakan Bülent Ecevit ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Şıhanlıoğlu'nun ölümünden sonra taziye mesajı göndermediğini söyleyen Çiller, 'iki gün' beklediğini ifade etti. Tartışmalı oturumun olduğu gün İzmir'de olduğunu hatırlatan Çiller, 'kötü haberi' havaalına inince Grup Başkanvekili Ali Rıza Gönül'den öğrendiğini söyledi. DYP Lideri, cenaze töreninde yanından ayrılmayan Mehmet Ağar'ın 'arabulucu' olduğu iddialarını yalanlayarak, "Mesaj getirdiği doğru değil. Diğer milletvekilleriyle beraber geldi ve başsağlığı diledi. Hepsi o kadar" dedi. Çiller'in gündemdeki konulara ilişkin Yeni Şafak'a yaptığı açıklamalar özetle şöyle:

Meclis'teki gerginlik sonrası Şıhanlıoğlu'nun ölümü... Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şıhanlıoğlu demokrasi şehididir. Çok onurlu bir arkadaştı. Meclis'te olanlar karşısında çıkıp, 'hazmedemiyorum' demiş. Ben o gün İzmir'deydim. Sokak çocukları için bir gala veriliyordu. Uçağa binmeden önce telefon ettim, 'Biniyorum uçağa, Meclis çalışmaları devam ediyor mu?'dedim. 'Tekrar açılacak' dediler. 'Ben doğrudan doğruya oraya intikal edeceğim' dedim. 1,5 saat sonra indim. 'Geliyorum' diye haber verecektim. Telefonda Ali Rıza Gönül 'kaybettik' dedi. 'Neyi kaybettik?' dedim: Fevzi arkadaşımızı kaybettik.... Ben 10 yıldır Meclis'teyim, böyle bir şey görmedim. Daha sonra anlatılanlar, gazetelerde çıkanlar... Başa yumruk diye bir şey görmedim. Dünyanın her yerinde (şimdi bu moda) eller vuruluyor, kapaklar vuruluyor, yürünüyor, laf atılıyor. Ama böyle kafasına kafasına vurup hiç görmedim, duymadım. Bakın Sadi Somuncuoğlu olayından sonra ikinci oluyor.

Şu ana kadar hem Bahçeli, hem Ecevit'in bir taziye mesajı gelmedi mi?

Hayır. Sayın Ecevit sabahleyin cenazeye geldi. Sayın Bahçeli oraya da gelmedi. o gün akşam, sabahleyin bir telefon gelir mi diye düşündüm. Çünkü çok hassas bir yön. Viranşehir birbirine çok bağlı bir yer. Şıhanlıoğlu onların Meclis'teki temsilcisi. Ailenin büyüğü olarak kabul ediliyor. Kaç tane otobüsü durdurduk 'gelmesin' diye. O gün açıklama yaptığımda şikayet etmedim. O kadar büyük bir görüntüler vardı ki. Türkiye'yi töhmet altında bırakmadım. Çok üst düzeyde Başbakan'ın yapmaması lazım. Başbakan orada, Metin Bostancıoğlu orada. Şimdi Başbakan'ın yanında bir bakan varsa eğer bakan Başbakan'a sormadan böyle bir şey veriyorsa o zaman bu Başbakan'ın otoritesi yoktur. 'Okut, oylat, bitir' öyle bir şey.

Ecevit talimat veriyor

Talimat mı veriyor?

Talimat veriyor başka hiçbir şey değil.

Bahçeli sizi suçluyor. Olayın sorumluluğunu size atıyor.

Bunu dehşetle karşılıyorum. Bundan sonra bir şey olursa Çiller sorumlu...... İzmir'deyim. Haberim yok. Taziyete gelmiyorlar. Mesaj göndermiyorlar. Buna rağmen hedef yapacak tek bir cümlem, hiçbir şey yok. Bu tamamen saptırma. Biraz önce öğrendim. İki MHP'li milletvekiline adam öldürmeyi düzenleyen TCK 452/2'den dava açılmış. Bunu yeni öğrendim. Savcı mahkemeye intikal ettiriyor. Ben yargının buna direneceğini umuyorum. Yalnız endişe ettiğim şey sayın Ecevit yargıya çok ciddi bir baskı kurabiliyor. Bana dedikleri bu yönde.

Millet sokağa dökülür

İç tüzük nedeniyle yaşanan gerilim nasıl aşılacak?

Bu bizim de isteğimiz. Ama bu görev öncelikli olarak iktidara düşer. Yani biz değerli bir arkadaşımızı kaybetmişiz. Biz perişan içindeyiz. Bir taziyede bile bulunulmamış. Daha cenaze kalkmadan muhalefeti suçluyor. Tahrik unsuru bundan daha fazla olamaz. Biz tahriki azaltıyoruz. Aslında muhalefet bunu yapmaz.Şimdi içtüzükten millet anlamaz. Nedir bunlar? Niye kavga ediyorlar? İçtüzük sayesinde bugün milleti uyarabildiğimiz ve milletin hakkını kurtarabildiğimizi düşünüyorum. Hem millete açılıyoruz. Milletteki birtakım enerjiyi çekiyoruz. Yoksa sokaklara dökülecek. Demokratik bir süreçte kendi üzerimize alıyoruz. Meclis millete açık olmak mecburiyetinde. Olmazsa sokaklar hareketlenir, muhalefet sokağa kayar. Bu demokrasi açısından sağlıklı değil. Bizim arkadaşımız bunun mücadelesini yapıyordu. Yani orada yaptığı mücadele sonrasında yaşanlar ona çok üzülüyorum.

Mücadeleye devam edecek misiniz?

Biz uzlaşmadan yanayız. Ama makulünü bulalım.

MHP bedel ödeyecek İçtüzük tekrar gelirse protesto edecek misiniz?

Hükümet dahi istemiyor doğrusu.

Bir dönem MHP'ye karşı yumuşak bir muhalefet izlediniz, bundan sonra nasıl bir değişiklik olacak?

MHP'nin bir stratejisi var. Bana göre demokrasi açısından vahim bir strateji. Hiç konuşmuyorlar. Bahçeli hiç konuşmuyor. Onun için de konuşmadığı için ne düşündüğünü alamıyorsunuz. Ne söyler, ne söylemez.... Tepkileri hiçbir şey yok. Şöyle iyi hazırlanmış bir metin. Ama siyasetçi tarafından da değil belli ki bir uzman kadro hazırlamış. Bu metinleri her konuşmasında okuyor. Hiçbir şeye karışmıyor. Hiçbir insiyatifi yok. Biz de bunu söylüyoruz. Millete, "yolsuzluk, yoksulluk, Apo dediler." Başkada hiçbir şey söylemediler. Üçünde de dediklerinin hiçbirini yapmadılar. Şimdi bunun da bir bedelinin olması lazım diye düşünüyorum. Siyasette bir şey söylediğin zaman onu karşılığı olur. Söylediklerini yapamıyorsa onunda bir bedeli oluyor karşılığında.